Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Fatih ve Batı
Fatih'in gayrimüslimlere, daha doğrusu kendi dininden olmayanlara karşı gösterdiği müsamahanın eşi benzeri görülmemiştir. Fatih'e ve Türklere “Barbar” diyen Batı, kendi tarihine baktığında Fatih'in tırnağı dahi olamayacağını rahatlıkla görebilir. Fatih, İstanbul'u fethederken Avrupa'nın göbeğinde, Paris'te, Frankfurt'ta, Toledo'da ardı ardına Engizisyon Mahkemeleri kuruluyor, Yahudiler, Müslümanlar ve Katoliklikten saptığına inanılan sözde "sapkın”lar diri diri yakılıyor, mallarına el koyuluyordu. 1492'te Amerika'yı keşfeden Katolik krallıklar asırlarca sürecek köle ticaretine imza atacak, Amerika'daki yerli halkı katletmeye başlayacaklardı. “Öteki”ne hiçbir zaman yaşam hakkı tanımayan Batı Avrupa kolektif şuuru, dünya savaşında Yahudilerin gaz odalarına tıkılmasıyla doruğa ulaşacaktı. Katolik İspanyollardan geriye kalan mirası yeni süper güç Amerika çekinmeden devam ettirecek, Kızılderili diye tabir ettiği yerlilere ve siyahi halka üç asrı aşkın bir süre boyunca yaşam hakkı tanımayacaktı. Fetihten beş asır sonra, bugün bile Birleşmiş Milletler askerlerinin gözleri önünde Srebrenista'daki, Ruanda'daki katliamlara, İsrail'in Filistin halkına dünyanın gözleri önünde çektirdiği işkencelere ve yaptığı katliamlara bakıldığında Fatih'in adının Batılıların ağzında ekşi bir tat bıraktığı şüphe götürmese gerek.
Sayfa 51 - Kopernik Yayınları
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.