Kitabın ilk sayfalarında konuya tam olarak girmeden anlatılan üniversite zamanlarını hepimiz yaşamışızdır. En azından ben yaşadım. Hevesle başlanan üniversite ve sonrasında oluşan hevessizlik ve yalnızlık. Kitap böyle bir giriş yapınca sanki kendi hikayeme başlamış gibi oldum. İnsan psikolojisini bu kadar iyi anlamak ve yazmak başlı başına bir başarı.
Kitap boyunca düşündüm. Acaba böyle bir 'yeteneğim' olsun ister miydim? Herkesin ne hissettiğini bilecek ve hatta onları başka şeyler düşünmeye veya yapmaya yönlendirebilecek olmak ister miydim? Oldukça zor bir soru. Öyle kolay kolay evet ya da hayır denilebilir değil.
Derken kitabın can alıcı bilimkurgu kısmı başladı. Hiç beklemediğim bir kurgu çıktı karşıma. Konunun kendisi yeterince ilginç değilmiş gibi uzaylılar girdi işin içine. Daha fazla spoiler vermeden yorumu burada kesiyorum.
Kitabın daha farklı bir sonu olabileceğini düşünmekle beraber yine de memnunum sondan, çok güzel bir bilimkurgu romanı okudum ve bu romanı bir Türk yazarın yazması beni daha da mutlu etti. Yazarımız umarım yazmaya devam eder ve bizi böyle güzel romanlarla buluşturur.