Ayla hanım eserini akşam bitirdim. Okurken öylesine keyif aldım ki, gerçekten anlatımının bu kadar güzel olabileceğini düşünmemiştim. Eserinin bana gelmesinde vesile olan can arkadaşım TC Yelizciğime çok çok teşekkür ediyorum. Eline yüreğine sağlık sevgili yazarımız, okuyucun inşallah bol olur, eserin bir çok okuyucuya ulaşır. Kitap yorumuna gelelim
Miray'ın oyunu ile başlayan, sonrasında sarpa saran olaylar, acılar ve ardı sıra gelen hüzünler... Hayran kaldığım harikulade olan bir moda evi ve sarmaşıklardan olan asansòr ile yukarıdan salona hayranlıkla Asya'nın inmesi beni büyüledi
Mete ve Asya'ın ergen gençler gibi komik bir şekilde mesajlaşması da keyif vericiydi
Bu arada Asya ile bazı özelliklerimizin benzer olması bazen beni güldürdü Asya ile Mete'nin bir konuşmasında; erkeklerin neresine bakarsın konusu ve sonrasında Mete'ye de alışkanlık yapıp onunda bakması Mete'nin eli boş gelmek istememesi ve çiçek yerine kitapla gelmesi tek kelime ile muhteşem di
Asya'ya teyzesinin yazdığı mektupta, kendi yaşadıklarından sonra hakkı varmış gibi birde beddua etmesi beni çok ama çoook kızdırdı. Yalnız; bunca yaşanan olaylar, duygusal anlardan sonra Mete'ye çok sinirlendim. Hatta gırtlaklayasım geldi. Onun davranışları, sorumsuzluğu beni delirtti. Seviyorsan sahip çıkacaksın, peşini bırakmayacaksın. Her olaydan sonra iki tarafında duygu ve düşüncelerinden sonra aldığı karaları birebir kendileri söylemesi gerekirdi. Kaçıp gitmek ile insan ne kazanabilir ki... Mutlu yaşaması gereken zamanları buzdolabı poşetine koyup derindondurucuya atmanın alemi ne ... içli köfteler gibi ara ara çıkardılar hep mutlu olacak anlarını... Tekrar yüreğine sağlık güzelim, nice yeni eserlere diyorum. Mutluluklar yüreklerimizden hiç eksik olmasın.