Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Türkçülük akımının en büyük temsilcilerinden olan Yusuf Akçura Suriye ve Filistin gezisindeki gözlemlerini yazıp "Vakit" gazetesine göndermiş ve bu mektuplar yayınlanmış. Suriye ve Filistin topraklarının elden gitmesi 1917-1918 yıllarında oluyor bilindiği üzere... İşgaller, hainlikler, savunulamaz hale gelen cepheler. Ama "Suriye ve Filistin Mektupları"nı okurken "biz bu toprakları çok daha önce kaybetmişiz zaten" dedim. Bir milleti var eden, ayakta tutan, yücelten dildir. Dil varsa bağlılık, birlik, beraberlik vardır. Ve herşey dil temellerinin üzerine kurulur. Parçalanmak, bozulmak istenen milletler önce dillerinden vurulur. Yusuf Akçura'nın mektupları bize gösteriyor ki bu topraklarda Fransız, Yahudi, Alman, İngiliz, Arap varmış ama Türk yokmuş... Yazışma dili Fransızca, konuşma dili İngilizce, Fransızca, Almanca ama Osmanlı toprağı olan bu yerlerde Türkçe konuşan yok! "Niye Türkçe konuşmuyorsun?" diyen de yok! Eğitim veren doğru düzgün kurum yok, ne dinî ne millî... Nerede güzel eğitim veren gösterişli bina varsa ya Fransız ya Alman yada Yahudi... Yahudiler Araplar ve Türkler gibi değil önce dillerine bağlılar sonra dinlerine... Çalışıp çabalıyorlar. Siyonist olduklarını gururla söylüyorlar. Ve şu anda Filistin'in, Suriye'nin Kudüs'ün hali ortada... Okurken sinirlenip elimden bıraka bıraka bitirdiğim bir kitap oldu. Gerçek tarihe meraklı herkese tavsiye ederim. İyi okumalar.
Kitap Şuuru
Kitap Şuuru
Suriye ve Filistin Mektupları
Suriye ve Filistin MektuplarıYusuf Akçura · Ötüken Neşriyat · 2016110 okunma
··
51 görüntüleme
Ayşe okurunun profil resmi
Yalnız Filistin ve Suriye Osmanlı toprağı iken orada Türkçe konuşulmuyordu ki. Konuşulan dil Arapça ya da Osmanlıca idi ki zaten bildiğimiz üzere Osmanlıca da, Arapça ve Farsça'dan oluşan bir dildir.
Selcen Ece okurunun profil resmi
Osmanlıca da Türkçe'den farklı bir dil değildir etkileşim sonucunda çok çeşitli kelimelerle zenginleşmiş bir yapısı vardır sadece. Ayrıca Yusuf Akçura'nın burda kullandığı "Türkçe"den kastı Osmanlıca. Osmanlıca konuşan bir devlet çalışanı dâhi olmadığını söylüyor.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.