Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bugün anne öldü.Belki de dün,bilmiyorum.Bakımevinden bir telgraf aldım: "Anneniz vefat etti.Cenaze yarın.Saygılar." Bundan bir şey anlaşılmıyor.Belki dün ölmüştür. [syf.11] Ona, aslında kendisinin de bakımevi sakinlerinden biri olduğunu söyledim.Hayır,diye karşılık verdi.Bakımevi sakinlerinden söz ederken, "onlar", "ötekiler" ve nadiren de olsa "ihtiyarlar" deyişine şaşırmıştım, oysa bazıları ondan daha yaşlı değillerdi.Ama aynı şey değildi elbette.O hademeydi ve ötekiler üzerinde bir ölçüde yetki sahibiydi. [syf.15] Giyinirken benim siyah bir kravat taktığımı görünce çok şaşırdı, yas mı tutuyorsunuz, diye sordu.Ona annenin öldüğünü söyledim.Ne zaman diye sorunca, "Dün", dedim.Hafifçe irkildi, ama hiçbir şey demedi.Bunun benim suçum olmadığını söylemek istedim ama vazgeçtim çünkü bunu daha önce patrona söylediğimi anımsadım.Zaten anlamı da yoktu bunun.Ne de olsa insan her zaman biraz suçludur. [syf.25] Uzun bir pazar günü daha geçip gitti, anne şimdi topraüın altında yatıyor, ben işime döneceğim, sonuç olarak değişen hiçbir şey yok, diye geçirdim içimden. [syf.28] Öğlen vakti, günün bu zamanını çok severim.Akşamlardansa pek hazzetmem, tuvaletteki döner havlu bütün gün kullanıldığından tamamen ıslanmış olur çünkü. [syf.29] Biraz sonra, onu sevip sevmediğimi sordu.Ona bunun bşr anlam ifade etmediğini ama sevdiğimi sanmadığımı söyledim. [syf.38] Hayatınızda bir değişiklik yapmak hoşunuza gitmez mi, diye sordu.Ben de insanın hayatını hiç değiştiremediğini, her hayatın az çok aynı olduğunu, buradaki hayatımdan hiç şikayetçi olmadığımı söyledim. [syf.44] Akşam Marie beni almaya geldi, kendisiyle evlenmek isteyip istemediğimi sordu.Benim için fark etmediğini, o isterse evlenebileceğimizi söyledim. [syf.44] Anneyi elbette çok severdim ama bu bir şey ifade etmiyordu.Bütün sağlıklı insanlar sevdiklerinin ölmesini az çok istemişlerdir. [syf.62] Onu yolundan alıkoyup sempatisini kazanmayı arzu ettiğimi, bunu da beni daha iyi savunması için değil içimden öyle geldiği için istediğimi söylemeyi dilerdim. [syf.63] "Sizinki kadar katılaşmış bir kalbe daha önce hiç rastlamadım.Karşıma çıkan suçlular bu ıstırap simgesi önünde hep ağlamışlardır," diye mırıldandı.Dilimin ucuna kadar geldi, cani oldukları içindir diyecektim neredeyse.Ama şöyle bir düşününce, ben de onlardan biriydim aslında. [syf.66] Ne olursa olsun hiçbir şeyi fazla abartmamak lazım,bunu yapmak bana başkalarına olduğundan daha kolay geliyor. [syf.72] Annenin düşüncesiydi bu; insan eninde sonunda her şeye alışır, diye tekrarlar dururdu sık sık. [syf.72] Yaz göklerinde çizilen o aşina yollar, insanı masum uykulara olduğu kadar hapse de götürebiliyormuş demek. [syf.89] Davamı ben işe karışmadan görüyorlardı sanki.Her şey ben araya girmeden olup bitiyordu.Kaderim benim fikrim alınmadan yazılıyordu. [syf.90] İnsan bilmediği konular hakkında hep abartılı düşüncelere sahip olur.Oysa tersine, her şeyin basiy olduğunu kabul etmek zorundayım: Giyotin, ona doğru yürüyen insanla aynı seviyede.Bir tanıdığının yanına gidermiş gibi gidiyor insan yanına. [syf.101] "Demek hiç umudunuz yok, tamamen yok olacağınız düşüncesiyle mi yaşıyorsunuz?" [syf.105] Başkaların ölmesinin, bir anne sevgisinin, ne önemi vardı, onun Tanrısından, seçilen hayatlardan, yazgılardan bana neydi, değil mi ki beni ve benimle birlikte, onun gibi bana kardeşlerim olduklarını söyleyen milyarlarca ayrıcalıklıyı da tek mukadder ecel gelip bulacaktı. [syf.108]
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.