King of Scars çıkacağı duyurulduğundan beri okumayı heyecanla beklediğim bir kitaptı. Sonunda çevrileceğinin haberi geldiğinde havalara uçmuştum, hatta bu kitabı okuyacağım diye dişimi sıkıp Grisha'yı bitirmeye de karar vermiştim -ilk kitabı zor bitirdim lol- ama hevesimi kursağımda bırakan birtakım olaylar silsilesi yaşandı. Bunun sonucunda d kitabı İngilizce okumaya karar verdim. İyi ki de vermişim çünkü gördüğüm kadarıyla çeviriden pek memnun kalmayacakmışım.
Kitabımız -yanılmıyorsam- Sahte Krallık'tan yaklaşık altı ay sonrasında geçiyor. Nikolai ve ekibi hem Jurda paremin Grishaların korkulu rüyası haline gelmesine hem de Ravka'nın çökmesine engel olmaya çalışmakta fakat her zamanki gibi işler hiç de karakterlerimizin istediği gibi gitmeyecek.
Şu kitabın bana yaşattığı hayal kırıklığını nereden anlatmaya başlasam inanın bilmiyorum. Kitap için boşuna heyecan yapmışım, kendimi boşuna yormuşum resmen. King of Scars'ı bitirmek için o kadar büyük bir çaba harcadım ki... Bu kitap böyle olmamalıydı.
Öncelikle serinin adı Nikolia Duology, kitabın adı da King of Scars. Bu yüzden serinin ana karakterinin Nikolai olmasını beklemem saçma mı? Görünüşe bakılırsa öyleymiş çünkü King of Scars'da Nikolai ana karakter falan değil, bildiğiniz yan karakter. Nikolia'ın kendi bölümledinde bile onu göremezken kitabın genelinde de olmamasına şaşmamak gerekir. Bardugo'yu bu para gözlülükten dolayı kutlamak lazım! Aferin Leigh yine harcadın karakteri!
Bildiğiniz üzere Kargalar Meclisi İkilemesi'nde jurda parem adındaki bir uyuşturucu madde (?) patlak vermişti. Mantıklı olan; ordusu Grishalardan oluşan bir ülkenin kralı olan Nikolai'ın, Grisha arkadaşları Zoya ile Genya ve Sahte Krallıkta yaşananlardan sonra onlarla birlikte eve dönen Nina'yla birlikte bu duruma bir çare bulmaya çalışması olur değil mi? Hayır, tabii ki de olmaz. Mantıklı olan ölen -bakın altını çiziyorum ölen- Karanlıklar Efendisi'nden zırt pırt bahsetmek, Grisha serisinde olan olayları tekrar yazmak, Nina'nın Matthias'ın cesediyle birlikte oradan oraya gitmesi, çeşitli karakterler arasında romantik ilişkiler kurmak ve her an ama her an Alina'dan bahsetmek olur.
Bardugo elindeki müthiş konuyu bu zırvalıklarla harcamış resmen. Karanlıklar Efendisi öldü gitti sen niye hala her sayfada adamdan bahsediyorsun çatlak? Aman yok Alina böyleydi yok Karanlıklar Efendisi şöyleydi, Alina şunu yaptı Karanlıklar Efendisi bunu yaptı...
King of Scars, Kargalar Meclisi İkilemesi gibi farklı anlatıcılar tarafından anlatılıyor: Zoya, Nikolai - bu da Zoya aslında- ve Nina. Zoya ve Nikolai Ravka'da boş işler peşindeyken, Nina da yiğidimiz Matthias'la "Tabutla Fjerda Turu: Asla Gömülmemek İçin Birebir" adında bir gezi yapıyor.
Nina'nın asıl amacı Matthias'ı ülkesine götürüp gömmek değil miydi zaten? Ölüye yazık değil mi, her yere sürükledi adamı. Okurken "Yeter artık göm şunu." diye çığlık atacaktım az kalsın. Bunun dışında Nina'nın bölümlerini çoğunlukla severek okudum. Kendisini Fjerda'daki Grisha'ları kurtarmak için çalışan Ravka ajanı olarak görüyoruz bu kitapta ama bildiğimiz kadarıyla jurda parem alıp, sonrasında ilaca bağımlı kalmayan tek Grisha olan Nina'yı araştırmanın merkezine koymak yerine ajancılık oynaması için göndermek ne kadar mantıklı tartışılır. Gerçi kitabın derdi jurda parem değil Karanlıklar Efendisi ve Alina'ydı çok pardon, benim hatam. Söylediklerimi geri alıyorum, devam edelim.
Zoya ve Nikolai kısmına geri dönecek olursak, koca bir hayal kırıklığı oldu benim için. Dediğim gibi yazarın elinde jurda parem gibi müthiş bir konu varken kitabı takınlı keşişlerle harcamış. Aslında spoiler verip bu kitabı temiz gömmek vardı ama neyse.
Son olarak benim için kitabın en rahatsız edici kısmından bahsetmek istiyorum. Yazarlar asıl seriden sonrasını anlatan bir devam kitabı yazdıklarında ve o kitapta asıl seride yaşanan kitapları çöpe atacak şeyler yazdıklarında sinir oluyorum. Bu kitap da farklı olmadı. Her ne kadar seriyi ve karakterleri sevmesem de Alina ve diğer herkes üç kitapta birçok şey yaşadı ama yazar, düşük seviyeli hayal gücü yüzünden King of Scars'da geldi her şeyi çöpe attı. Tek istediğim Kaz Brekker ve diğer Kargalar Meclisi karakterlerini bu olaylardan uzak tutması.
Kitapla ilgili görüşlerim işte bu şekilde. Serinin ikinci kitabını okuma gibi fikrim yok, hatta bir daha Bardugo okumak gibi bir fikrim de yok. Ben bu kitap yokmuş gibi hayatıma devam edeceğim. Size de aynısını tavsiye ederim.
