Gönderi

360 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
152 günde okudu
Kızgın Nallar
Kitabı askerdeyken okudum. Aradaki iki üç gün hasta olmasaydım sanırım çok daha kısa sürede bitirirdim. Zira sürükleyiciliği kabul etmek gerekir ki herkese uygun olmayabilir beni peşine düşürdü. Hep sonrasında ne olacak ne olacak merakıyla değil de yolda olmanın kimi zaman kalabalık ve koşuşturan kimi zaman da yalnız ve dingin yönlerini çok iyi yansıtması sebebiyle yazarla birlikte o yolculuğu yapıyor olma hissinin merakıydı. Paragrafsız yazımı, okurken yazarın elinden çıktığı anda gerçekten bir ruloya yazılıyor oluşunu düşündürdü. Ve bu rulo aşağılara doğru indikçe kesintisiz yolculuğun simgesi benim için. Büyük maceraların peşine düşmek, jules vernevari bir yolculuk beklemek hayalperestliğimizin bir ürünü. İyi ki bizimle ona lafım yok ancak Kerouac'ın macerası her şeyden önce yolda olmak. Onun maceraları karşılaştığı insanların çevrelerince ve düşüncelerince büyüyüp küçülüyor. O hayatı yolculuğa indirgeyerek birçoğumuzun tüm ömrünü vererek edindiği tecrübeyi geçtiği her şehirde dokunduğu insan hayatlarından aldığı feyzle kendi içinin kazanında kaynatışıyla elde ediyor. Belki de bu sebepten 47sinde aramızdan ayrılıyor. Son olarak kitabı okurken bana yansıttığı havanın ve kendi kazanımdan çıkan eriyiğinin bir sonucu olarak yazdığım bir pasajı paylaşayım (bir de bu tarife askeriyenin kasvetli ve tek tip aurasını eklemeyi unutmadım elbette): İlk ehlileştirilen at gibi hissediyorum bu mahpus koğuşunu andıran odada yatarken kendimi. Yenik, özgürlüğü elinden alınmış ve zora koşulan. Delicesine koşmak ister benliğim yaban ellerde ve sağrıma vuran rüzgarla serinletmek kor yüreğimi. Zalim bir efendiye sahip atım, tıpkı Afrika'nın kalbinden sökülüp pamuk tarlalarında çalışmak için Amerika'nın, köleleştirilmiş bir insan gibiyim. Yenik.
Yolda
YoldaJack Kerouac · Siren Yayınları · 20161,673 okunma
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.