Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Mustafa'nın Hayali
HAZİRAN AYI HİKAYE ETKİNLİĞİ Ama bu sefer geleceğini söylemiştin abi demişti Mustafa. Hadi sen git benim biraz işim var diye geçiştirdi Mustafa’nın abisi. Zaten babaları vefat ettiğinden beri bir kez mezarına gitmişti Mustafa’nın abisi. O da cenazenin kaldırıldığı ertesi haftaydı. Yine tek başına beş kilometrelik mezarlık yolunu yürüyerek gitti Mustafa. Yine babasının mezarının temizliğini yaptı. Yine O’nu çok özlediğini söyledi. Yine gözyaşları döktü mezarına. Mustafa babasını defnettikleri günden bu yana her hafta sonu Pazar günü altı aydır hiç aksatmadan gidiyordu. Babası onun her şeyiydi. Annesini daha üç yaşındayken kalp rahatsızlığından kaybettiğinden beri babası Mustafa için hem anne, hem baba, hem arkadaş, hem sırdaş olmuştu. Onu kaybettiğine çok üzülüyor mezarına giderek babası ile konuşuyor. Keşke yanımda olsaydın da.. diye başlayan cümlelerini sıralıyordu. Neden çocuğu üzüyorsun dedi Mustafanın göbekli komşusu. Ne yapayım, bi Pazar günüm var. İş yerinde çok yoruluyorum biliyorsun. Maden de çalışmayı kolay mı zannediyorsun dedi Mustafanın abisi. Biliyorum ama çocuğun hayallerini yıkacaksın, yapma böyle, sonra çok sıkıntılar çekersin dedi göbekli adam. Ne yapabilirim? Sen de biliyorsun ki Mustafa babasını çok arıyor, böylelikle teselli olmuş oluyor biraz dedi Mustafanın abisi. Ertesi sabah yine erkenden kalkıp maden ocağının yolunu tuttular. Yolda giderlerken, abi biz ne zamana kadar daha maden de çalışacağız? Ben yerin altına girmek istemiyorum dedi Mustafa. Madencilik bize babalarımızdan, atalarımızdan gelen bir miras, biz böyle gördük böyle devam edeceğiz demek istedi ama onun yerine inşallah kısa sürede bu maden belasından kurtulacağız dedi Mustafanın abisi. Mustafa’ya dikkat et. Eğer kontrole gelirlerse ben sana ikaz edeceğim hemen onu dışarı çıkaracaksın bak unutma dedi Şantiyede onları karşılayan pala bıyıklı şef. Burada biraz Mustafa’dan bahsetmek gerekli, daha iyi anlaşılabilmesi için. Mustafa, biraz sıska ama güçlü, çok duygsal, biraz hayalperest, hiçbir zaman yalan söylemeyen ve çabuk inanan, babasını kaybettiğinden beri abisinin yönlendirmesiyle yaşayan 17 yaşında sevimli bir delikanlıydı. Tabii o iş ben de. Sen hiç merak etme şefim dedi Mustafanın abisi. Mustafa küçük olduğu için sigortasız ve kaçak çalıştırıyordu Mustafanın abisi. Evde bir özürlü kardeşleri, bir de özürlü kardeşine bakan kız kardeşleri olduğu, evleri de kira olduğu için çalıştırmak zorunda olduğunu söylüyordu neden çalıştırdığını soranlara Mustafanın abisi. Ertesi gün iş çıkışında eve geldiklerinde kız kardeşlerini ağlarken buldular. Abi hiçbir dediğimi yapmıyor, ağzını aç dediğim zaman bile binbir güçlükle açıyorum, sinirden elim ayağım boşalıyor, ne yapacağımı bilemiyorum dedi Mustafanın kız kardeşi. Ağlama kardeşim, bu günlerde geçecek, ben ileride büyük adam olacağım, büyük işler yapacağım, büyük binalarda oturacağız, büyük balkonumuz olacak, sana güzel elbiseler, güzel ayakkabılar alacağım. Seni İstanbul’a gezmeye götüreceğim, merak etme sen, o zaman geldiğin de kardeşimize de bakıcı bakacak ve sen üzülmeyeceksin dedi gülen gözlerle Mustafa. Öyle mi diyorsun, benim de yüzüm gülecek mi diyorsun, ben de büyük apartmanlarda oturacağım, benim de güzel ayakkabılarım olacak mı diyorsun yani dedi Mustafanın kız kardeşi sevinç gözyaşları dökerek. Ve birden kendini o evde hissetti. Büyük bir mutluluk kapladı tüm bedenini Mustafanın kız kardeşinin. O hafta sonu Pazar günü geldiğinde, yine alışalıgeldiği üzere babasının mezarına gitmişti Mustafa. Tam mezardan içeri girerken Maden de çalışırken birkaç kez gördüğü ve tuhaf ve sinirli tavırlarından dolayı bir türlü sevemediği o kıvırcık saçlı adamı görmüştü Mustafa. Sen ne yapıyorsun bakalım burada dedi kıvırcık saçlı adam. Babamın mezarını ziyarete geldim dedi Mustafa. Hıh babanın mezarı mı? Sen şu sigortasız Mustafa değil misin dedi kıvırcık saçlı adam. E evet benim dedi Mustafa. Lan senin baban burda yatmıyor oğlum, ne mezarı, ne ziyareti dedi kıvırcık saçlı adam. Sen ne demek istiyorsun, benim babam burada yatıyor, onu altı ay önce gömdük dedi Mustafa. Senin baban maden de derinlerde çalışırken göçük oldu, orada hayatını kaybetti ve tüm çalışmalarımıza rağmen bulamadık onu, yani baban maden de yatıyor dedi kıvırcık saçlı adam kendinden emin bir şekilde. Hayır yalan söylüyorsun diyerek, koşarak, ağlayarak oradan uzaklaştı Mustafa. Soluğu abisinin yanında aldı. Benim babam maden de mi yatıyor, o mezarda değil mi abi, çabuk söyle dedi Mustafa. Aslında bunu sana biraz daha büyüyünce söyleyecektim ama demek öğrendin dedi Mustafanın abisi. Bana bunu nasıl yaparsın abi, neden beni kandırdın, bunca zaman bana neden yalan söyledin abi diye ağlayarak eve girdi ve kız kardeşinin dizinde ağlarken uyuyakaldı Mustafa. Etkinlik sözü: İnsanların umutlarıyla oynama, belki tek sahip oldukları şey odur.
··
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.