"...Hem bilmek hem bilmemek, bir yandan ustaca uydurulmuş yalanlar söylerken bir yandan da tüm gerçeğin ayırdında olmak, çeliştiklerini bilerek ve her ikisine de inanarak birbirini çürüten iki görüşü aynı anda savunmak, mantığa karşı mantığı kullanmak, ahlaka sahip çıktığını söylerken ahlakı yadsımak, hem demokrasinin olanaksızlığından hem de Parti'nin demokrasinin koruyucusu olduğuna inanmak; unutulması gerekeni unutmak, gerekli olur olmaz yeniden anımsamak, sonra birden yeniden unutuvermek; en önemlisi de aynı işlemi kendisine de uygulamak..." İlk sayfasından son sayfasına kadar insanı düşündüren, devamlı karşılaştırma yapmak zorunda hissettiren ve yaptığı felsefi çıkarımlarla insanı sorgulatan bir "karşı-ütopya" ile karşılaşıyoruz. Evet karşı-ütopya, çünkü denildiği üzere ütopyalarda insanlığa sunulan bir "düştür", karşı-ütopyalarda ise "karabasan". Ne kitabın ismine konu olan tarihe takılmalı, ne de yazıldığı tarihin üzerinden geçen üç çeyrek asra; çünkü geçmiş veya anlatılan gelecek için değil, bunun çok ötesinde günümüz için de güncelliğini korumaya devam ettiğini görebilirsiniz. Kitap, ele aldığı konuların güncelliği bakımından insanlığa karşı yaptığı bir uyarıdır; yaşadığı dönemin veya kurguladığı dönemin güncel siyasal ve toplumsal yaşayış biçimine değil, bir felaketin gelecekte yaşanması olasılığına karşı bir önsezi, bir eleştiridir aslında. Bundandır ki, kitaba olan ilginin neden şimdiye kadar canlığını koruduğu ve koruması gerektiği anlaşılabilir.

1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166,4bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Azat Karakurt