Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

368 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
MUCİZE BEYNİMİZ
Kitap 4 bölümden oluşuyor. Kitap biyolojiden hiç anlamayan biri için anlaşılması zor olabilir. Ama azıcık biyoloji bilgisi bile yeterli olabiliyor, kitabı anlamak icin. Kitap 'Beyne nasıl davranırsanız kendi kaderinizi belirleyebilirsiniz' diyerek çarpıcı bir giriş yapıyor. Kitabın bütününe baktığımızda yazar, hayvanlar ve insanlar üzerinde yapılan deneyler ve araştırmalardan yola çıkarak elde edilen bulgu ve sonuçları bizlerle paylaşıyor. Sanırım kitabın benim için ilgi çeken yani bu oldu. Deneyler bende epey merak uyandırdı. Kitap şizofreni hastalarında, alzheimer hastalarının yanı sıra felçli insanlar, şeker hastaları, dikkat eksikliği olan çocuklar, okula giden çocuklar, rahipler, hamileler, üniversite mezunu olan insanlar arasında yapılan araştırmaları kapsıyor. Peki kitapta neler anlatılıyor? Bu yazdıklarım özet gibi olabilir! Yazar kitabın büyük bir bölümünde alzheimer hastalığından bahsediyor. Kitap bu hastalığın nasıl oluştuğunu ve ileride alzheimer olmamak için neler yapılabileceği üzerinde fazlasıyla duruyor. Beyin, zamanla daha fazla glikoz yakan bir beyne dönüştüğü için yani yaşlandığı için beyne zarar veren serbest kök hücreleri daha fazla oluşur. Bu fazla kalori aldığımızda da geçerlidir. Beyin serbest kökler ile savaşır. Bu mücadele sonucu sinir hücrelerinin tahribatı ile alzheimer hastalığını oluşur. Yani sinir hücrelerinin arasındaki bağlantıların kopması ya da zayıflaması gerçekleşir. İşte bu hastalığa yakalanmamak için alınması gereken önlemlerden biri de eğitim. İyi bir eğitim ile 5 yıl kadar alzheimer hastalığını erteleyebileceğimizi söylüyor, kitap. Aslında eğitimden kasıt beynin sürekli meşgul olması yani 'öğrenmenin yaşı yok' deyip beyin daha fazla uyarıcıyla karşılaşırsa o zaman sinirler arası bağlantılar olan dendritlerin sayıları artacak ve hafıza güçlenecek. Kısacası 'eğitim şart!' Bu tahribatı önlemek için bir diğer bir önlem oksit gidericiler almak. Oksit gidericiler bazı besin maddeleri olabildiği gibi hormonlar ya da vitamin, mineral olabilmekte. Kitapta besinleri ORAC puanlarına göre oksit gidericiliklerini sınıflandırdığı tablolar yer alıyor. Diğer önlem şekilleri olarak beslenme şeklimizde ilişkilendiriyor. Kitabın ikinci bölümü ilkel zamandaki beslenme sistemi ile günümüzün beslenme sistemini kıyaslayarak başlıyor. İlkel zamandaki beslenme şartlarının vücudumuz için daha doğru olduğunu, günümüz insanların beslenmelerinin oldukça farklı olduğunu söylüyor. Daha sonra beyin için hangi yağların önemli olduğunu, şeker ya da kafein alımında beyinde neler olduğunu, beyin için kök hücrelerle savaşan oksit gidericileri deneyler ve araştırmalar üzerinden anlatmaya devam ediyor. Beynimizin yakıtı olan şeker yani glikoz yoksa beyin çalışmaz. Bu nedenle glikozu hep almak zorundayız. Ama beyin alınan glikozun bugün birazını, yarın birazını kullanayım diyemiyor malesef. İşte bu yüzden diyetlerde hep glisemik indeksi düşük besinler yememiz öneriliyor. Bu besinlerle beslendiğimizde kan şekerimizde anı iniş çıkışlar olmuyor. Böylece beyin hücreleri daha sakin kalıyor. Bir diğer yararı ise düşük kalorili besinleri aldığımızda bunları yakmak için mitokondrimiz daha az çalışır ve daha az oksijen yakılır. Oksijen yakımı ile birlikte oluşan zararlı yan ürünler yani serbest kökler sayıca daha az oluşur. Oksit gidericiler de bu köklerle savaşır. Sayıları az olursa savaş sonrası beyindeki sinir hücrelerinin tahribatı daha az olur. Kitapta düşük glisemik indeksli besinlerin tablosunu veriyor. Kitap kafein ile ilgili bazı insanlarda huzursuzluk, hırçınlık yaparken bazılarında ise uyanık kalmakla birlikte hafızayı güçlendirecek kadar etki edebildiğinden bahsediyor. Kafeinin beyindeki işlevi ise şöyle, kafein alımı ile beyne sürekli sakin kalmasını söyleyen adenosin hormonunun çalışması engellenerek insanın uyanık kalması sağlanıyor. Kafeinin bir diğer etkisi ise hafızayı güçlendirmek demiştik. Kafein alımı ile birlikte adrenalinin hızının artması sonucu kan şekeri de artıyor ve bu da hafızayı güçlendiren asetilkolin hormonunun artmasına neden oluyor. Böylece hafıza güçlenmiş oluyor. Vücudumuza aldığımız yağlardan bahsederken özellikle denize yakın yerlerde yaşayan insanların daha zeki olmalarının bir tesadüf olmadığından bahsederek deniz ürünlerine ve omega-3 yağına dikkat çekiyor. Beyindeki sinirlerin çalışabilmesi için beynin yakıtı olan glikoz kadar bu sinirlerin hızlı çalışabilmesi için de sinir hücrelerinin yapısında bulunan yağların da bir o kadar önemli olduğunu söylüyor. Ama alınan yağlar sinirler arasında esnekliği sağlayacak cinsten olmalı, diyor. Beyinde omega-3 ve omega-6 yağlarının ya da yararlı, zararlı diye söyleyebileceğimiz yağların beyinde savaştığını ve kim galip gelirse beynin ona göre çalıştığını söylüyor ki beyin hücrelerinin hareketleri kısıtlanırsa işte o zaman beyin alzheimer tehlikesiyle karşılaşıyor. O yüzden beslenme şeklimizde aldığımız yağ çeşidi baya önem kazanıyor. Ama günümüz koşullarında insanlar, ilkel zamandaki gibi doğal bir beslenme şekline sahip olmadıkları için sağlıklı beslenmeye yaklaşabilmek için ek takviyeler almamız gerektiğini vurguluyor. Bu amaçla ek takviyeleri tek tek açıklayıp alzheimer, felç ya da şizofreni hastalıklarına karşı nasil bir önlem alınabileceği yine deney ve araştırmalarla kitabın diğer bölümlerinde anlatılıyor. Beyin de tıpkı kalp gibi sadece yediğimiz, içtiğimiz besinlerden etkilenmiyor. Kalp gibi yaşadıklarımızda da etkilenen bir organ. Örneğin stres kısa süreli olduğunda sinirler arası bağlantıları oluşturur ama uzun süreli olduğunda ise stres sonrası olması gereken dinlenme olmadığından sinir hücrelerinin yıpranması ve bunun sonucunda unutkanlık gibi kötü sonuçları olabiliyor. Aynı şekilde kalp sağlığımız için yapılan egzersizler beynimiz için de bir o kadar onemlidir. Burada da aklıma 'sağlam kafa sağlam vücutta bulunur' sözü geldi. Kitap genel hatlarıyla beğendiğim, öğretici bir kitap oldu diyebilirim. Tavsiye ederim, iyi okumalar
Mucize Beyniniz % 100 Beyin Gelişimi
Mucize Beyniniz % 100 Beyin GelişimiJean Carper · Kalipso Yayınları · 201029 okunma
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.