Aşkın tehlikelerini bilerek kendini ebediyen bu duyguya kapatan ben değil miydim ? Karasevda, gözleri bağlı olarak bir uçurumun kıyısında yürümek değil miydi ? Birine sevdalanmak, donmuş bir gölde, nerede ve ne zaman kırılacağını bilmene imkan olmayan ince buzlar üzerinde yürümek anlamına gelmiyor muydu ?