çoğunluğu inançlı kişilerden oluşan bir toplum olarak tanrı hakkında çok az kafa yoruyoruz. kafamızdaki bilgiler önceki jenerasyonlardan aktarılmış bilgiler genellikle. çok az insan bu konuda sistematik olarak düşünüyor, haliyle çok az insan bu konu hakkında türkçe içerik üretiyor. tanrı'nın alfabesi tam da bu nedenle oldukça özel bir eser. epey genç bir yazarın elinden çıkmış, başlangıç seviyesi için yeterince kapsamlı. kitabın övgüye layık olacak pek çok özelliği ve kusurlu birkaç noktası var. iyi özelliklerinden bahsederken değinmek istediğim ilk şey yazarın dili olacak. akıcı, derdini başarıyla anlatan, kendini haddinden fazla ciddiye almayan bir dili var kendisinin. sayfa sayısı epey fazla olan bu hacimli kitabı gördüğünüz vakit korkmanıza hiç gerek yok. yazarın hafif (ancak basit olmayan) dili sayesinde konuya oldukça yumuşak bir giriş yapıyorsunuz. kurgu dışı eserler veren çoğu kişinin düştüğü uzun ve alengirli cümleler kurma gafletine düşmediği için yazara teşekkür etmek gerek. zira bu kitap öylesi bir yazarın elinde bir kabusa dönüşebilirdi. eserin kapsamı tanrı ve onun varlığı hakkında sunulan argümanları içeriyor. yazarımız kendini bir ateist olarak tanımlıyor ve tanrı'nın varlığına dair sunulmuş olan argümanların eksik yönlerini tespit ediyor, yer yer de bu argümanları eleştiriyor. hiç de üstten olmayan bir tavırla yapıyor bunu. meseleyi mantık düzlemine taşıyarak çeşitli konularda bir ateistin sahip olduğu düşünceleri ve vardığı sonuçları birer birer irdeliyor. kitap neyin ne olduğuyla başlıyor. tanımlarla yani. çeşitli öğretilere göre tanrı'nın tanımı yapılıyor her şeyden evvel. bu tanımdan sonra kişilerin içinde bulundukları varyasyonlar tek tek izah ediliyor. teist, ateist, agnostik vs. tüm varyasyonlar tek tek açıklanıyor ve bu varyasyonlar arasındaki dallanmalardan da bahsediliyor. tanrı'nın alfabesi inançla inançsızlık arasındaki çatışma hakkında detaylı bilgisi olmayan kişiler için muazzam bir başlangıç kitabı bu nedenle. kimin neyi kabul ettiği yada etmediği hakkında sağdan soldan edinilmiş yarım yamalak bilgileri bu kitap sayesinde test etmek mümkün. kitabın orta yolcu bir kitap olmadığından bahsetmek isterim. bu kitap tanrı'nın varlığına dair bir ispat sunmuyor yada inançlı kişilerin duymaktan memnuniyet duyacağı cümleler içermiyor. metnin üslubu sert olmasa da teizme yapılan ciddi eleştiriler söz konusu. böylesi bir kitabı okuyacak olan kişilerin farklı düşünceleri duymaya tahammülü olması gerek her şeyden evvel. yazar, tanrı'nın varlığı hakkında sunulan argümanların en basitinden başlıyor. internette yada sosyal ortamlarda duyabileceğiniz sığ argümanlarla açılan kitap giderek daha nitelikli argümanları irdeliyor. tek kitap buna yetmeyeceği için yazar bu kitabın bir de ikincisini yazmış. tanrı'nın alfabesi 2 diye bir kitap da var anlayacağınız. kitabın içeriğine dair bir eleştiri getirmem mümkün değil. teoloji üzerine gerekli donanıma sahip olmadığım için kitabın içerik anlamında eksik yönleri var mı yok mu bilmiyorum. yazar tamamen mantığın sesi olarak konuşuyor. ilk okumamda mantığımla çelişen hiçbir şey bulamadım kitapta. kitabın biçimine dair eleştiri getirmem ise mümkün. kitabın üçte ikilik kısmı gayet açıklayıcı ve net olsa da son kısımlarda yazarın kendini tekrar etmeye başladığını düşünüyorum. laf nedense uzamaya başlıyor son bölümlerde. bir cümleyle izah edilebilecek bir durum uzun paragraflarla anlatılıyor. kitabın son 150 sayfasının çok daha kısa olmasını tercih ederdim. zira ikinci cildi okumayı sırf bu nedenden dolayı erteledim.

Tanrı'nın AlfabesiMehmet Mirioğlu · Kaynak Yayınları · 201559 okunma

·

109 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.