Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

92 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Thomas Mann'in son hikaye kitabı Aldanan Kadın, Venedik'te Ölüm ile benzerlikler barındırıyor. Bu sefer baş karakter ellili yaşlarında iki çocuk annesi bir kadın olan Rosalie'dir. Kocası savaşta ölmüş, Rosalie ise bundan sonra evlenmemis. Romantik, doğaya fanatizm derecesinde tutkundur. Kızı Anna ise tam zıddı bir yapıya sahip olup, akılcı ve yenilikçidir. Topallığı ve annesinin kocasının kaybı sonrası kızına aşırı bağlılığı sebebiyle aşk ilişkilerinden uzak kalmış ve duygusal yönü giderek körelmiştir. Oğlu Eduard'a özel ingilizce dersi veren Amerikan Ken'e aşık olan Rosalie'i, yazarın mitolojiden İbrahim'in eşi Sara'yla özdeşleştirdigini görüyoruz. Sara'nin çocuğu olmaz ve kocası İbrahim'e cariyesi Hacer'i verir. [hizliresim.com/lyozHF , Adriaen van der Werff] Hacer'in çocuğu olunca da onu kıskanmaya başlar. Ama hikayede asıl önemli olan kısmı, İbrahim'e gelen konukları, karısı Sara'nin çocuğu olacağını bildirirler. Bunu duyan Sara "İhtiyar olduktan sonra bana sevinç olur mu? Efendim de kocamıştır," der ve güler. Mite göre ertesi yıl 90 yaşında İshak adında bir erkek çocuk doğurur. Doğaya tapar derecede tutkun olan Rosalie için elli yaşından sonra yirmi dört yaşında bir gence aşk duyması ve ondan karşılık buluyor olması doğanın bir mucizesidir. Daha önemliyse bu mucize kendini bir süredir görmediği adeti yeniden görmeye başlamasıyla ortaya çıkar. Sara kendisine bildirilen mucizeye inanmamış ve gülünç bulmuştur ama Rosalie ise kendi mucizesine sıkı sıkı sarılmıştır. Bu noktada birçok insanın aklına gelebilecek bir şeyi akılcı Anna annesine söyler. Annesinin elli yaşında olduğunu ve aşık olduğu kişinin kendi oğlu yaşında olduğu belirtip, bunu böyle değerlendirip bu akıl dışı ve toplumun tepki vereceği aşkı dizginlemesini ister. Aşkın yaşı yoktur derler, peki gerçekten böyle midir diye sorgulayalim biz de. Aşk normal, sağlıklı bir duygu durumu değildir. Çünkü aşkta ilk etkilenme anı henüz kişiyi tanımadan fiziksel bir özelliğine dayalı gerçekleşir. Gözler, dudak, yüz, bedenin güzelliği veya gülümseme, tebessüm, tavır ve davranış belki de… Ama salt bunlar da yeterli değildir. Bunların, kişinin ideal aşık olunacak tip insanıyla uyumlu olması gerekir. Bunu tabiki elinde kağıt kalem hangi özellik ne kadar var diye analiz edip eşleştirmez. Bunu bilinçaltımız kendiliğinden yapar. Ayrıca Rosalie özelinde uzun süredir bekar olması, çocuklarını veya toplumun olası tepkilerini düşünerek evlenmemis olması gibi dışsal etkenler de etkili olur. Bunlardan dolayı aşık olmak, büyük ölçüde kontrolümüz dışındadır. Kontrolümüz dışında olan bir duyguduruma sahip olduğumuz için yargilanabilir miyiz? Sahip olduğumuz için değil, duygularımızı fiiliyata döktüğümüz için yargilanabilir miyiz? Muhtemelen ikincisi için yargılanmayla daha sıklıkla karşılaşılır. Rosalie, Ken, Anna ve Eduard kitabın bir yerinde bir tura katılırlar. Tarihi bir yere düzenlenen bir turdur bu. Bir ara Rosalie ile Ken gruptan ayrı düşerler bilerek ve eski bir eve girerler. Burada yakınlaşırlarken küçük bir ayrıntı dikkat çeker: "İçeride bir tür kanepe vardı; kenarındaki gözleri bağlı Eros heykeli bir elinde meşale gibi bir şey tutuyordu." Her ne kadar ahlaka dair yargılar savaştan sonra değişmeye başlamış olsa da henüz eskiye bağlılık oldukça fazladır ki, şehvet Tanrısı Eros'un gözleri bağlıdır ve Rosalie ile Ken'in yakınlaşmalarini görmek istemez. Odanın eksi ve kasvetli olmadı ölümü çağrıştırdığı için çift kısa süre sonra yakınlaşmalarını ilerletmeden odadan çıkarlar. “Farklı devirler, farklı ahlâk anlayışları,” diye ekleyerek incelemeyi bitirelim. İyi okumalar
Aldanan Kadın
Aldanan KadınThomas Mann · Can Yayınları · 20121,364 okunma
··
843 görüntüleme
Yeşim okurunun profil resmi
Başında Eski Ahit okuyorum sandım, değilmiş 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.