Bir bayram hatırlamı nakletmek istiyorum: Yıllar önceydi. Bir dinî bayramımızda "Çocuklarımı nereye götüreyim?" diye düşünürken, Fatih Sultan Mehmed Han aklıma geldi. Küçüklerin ellerinden tuttum. Bu şehri bize miras, hediye ve yâdigar bırakan o muazzam Sultan'ın ziyaretine götürmeyi ilk vazifemiz bildim. Fatih Camii'nin avlusuna, haziresine geldik; türbe kapalıydı. Camlarından içerisini göstermek istedim; camlar kapalıydı. Çevresine baktık; tozlu, topraklıydı. Saçaklarına baktık; yağmur almış, ahşapları çürümüş, sarkmıştı. Oğlum dayanamadı, dedi ki: "Baba, büyüdüğüm zaman ilk işim, Fatih Sultan Mehmed Han'ın türbesini tamir etmek olacak!"
O bize beldeler bağışlamış, biz onun türbesini korumaktan aciz; süslemekten, ziyaretçilere açık tutmaktan gafil torunlar...