Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren pek çok kazanımı elde eden Türk Kadını, Osmanlı devrinde nasıl bir sosyal yaşantıya sahipti diye merak edenler için hazırlanmış kapsamlı bir kitap diyebilirim. 1839 yılında Tanzimat Fermanı ile batılı politikalarla tanışan Osmanlılar, 50 sene önce yaşanan Fransız Devrimi’nin de etkisiyle kadınlara ilişkin birtakım düzenlemeler de getirmişlerdi. Eğitim alanında başlayan düzenlemeler zaman zaman molla takımının tepkisi ile karşılaşsa da bir şekilde artarak genişliyor. Namık Kemal, Şemseddin Sami gibi uygar gençlerin edebi eserlerinde kadınların eğitim almalarını, çalışma hayatına katılmalarını hatta cephelerde bulunmalarını telkin etmesiyle edebiyatımıza da yerleşen kadın karakterlerin yanı sıra Sanayi, Ebelik ve Öğretmenlik gibi o dönemin gözde eğitim kurumlarında da kadınların yerini almasıyla kitlesel bir harekete dönüşmeye başlıyor. Elbette bu hareket uzun bir süre sadece başkent İstanbul ile sınırlı kalıyor ancak günümüzde bile birçok yeniliğin önce büyükşehirlerdeki burjuvaya uğradığını düşündüğümüzde bu durum çok şaşırtıcı gelmiyor. Hukuki anlamda da özellikle miras alanındaki 1/3’lük hakkın artmasının yanı sıra cariyeliğin kaldırılması, yabancılarla evlenme ve kılık kıyafet alanlarında bir çok yenilikle tanışan kadınlarımız, Ulu Önder ile zirveye ulaşacak kadın-erkek eşitliği konusunda da ilk adımlarını atmaya başlıyor. 1908, 2. Meşrutiyetin ilanından sonra ise Osmanlı Devleti’nin içerisine düştüğü durum, kadınların çalışmasını zorunlu kılmaya başlıyor. 1911-1922 yılları arasında sürekli savaşan Türk askerlerinin cephe gerisindeki işlerinin aksamaması başta olmak üzere idari yönetimlerde de yer almaya başlamasıyla kadınlarımız, toplumun bir parçası olduklarını herkese ilan ediyor. Aynı şekilde İstanbul ağırlıklı olmak üzere birtakım vilayetlerde de çıkarılmaya başlayan kadın gazeteleri, bazen açıkça bazen de gizlice okuyucuyla buluşmaya başlıyor. Bu gazetelere bir de kadınların kurduğu ve yönettiği dernekler, vakıflar eklenince, Türk kadını, Avrupa’daki hemcinslerinin çok da arkasında kalmıyor. Zira o dönemde Avrupa’nın birçok kentinde de durum, Osmanlı’dakinden çok farklı değildi. Tüm bunları ve çok daha fazlasını bulabileceğimiz kitap, dilinin çok sade, boyutunun da küçük olması sebebiyle bir çırpıda okunabiliyor.
Yenileşme Sürecinde Türk Kadını
Yenileşme Sürecinde Türk KadınıŞefika Kurnaz · Ötüken Neşriyat · 201132 okunma
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.