Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

. . . DÎVÂN-I AŞK ******* 1 Hîç aşkdan özge şey reva mı Sarf etmeğe gevher-i kelâmı Şeyh Gâlib (Hiç aşktan başka bir şey söz mücevherini harcamaya değer mi?...) ... 2 Aşk ko dursun mecâzî ise de gönlünde Âb-ı engur hum içre durarak bâde olur Lâ Edrî (Mecâzi de olsa aşk gönlünde dursun, bulunsun bırak, Zîra üzüm suyu küp içinde dura dura şarap hâline gelir...) ... 3 Cânibi mâşuktan olmazsa muhabbet âşıka Sa'yi âşık âşıkı mâşûka îsâl eylemez Lâ Edrî (Sevilen tarafindan sevene bir muhabbet olmazsa, Sevenin gayreti onu sevdiğine ulaştırmaz...) ... 4 Mahabbet şâhınun bir bende-i fermânıyız cânâ Gedâ-yı kûy-ı aşkuz âlemün sultânıyız cânâ Selîmî (Muhabbet şahının fermanına bağlı bir kuluz, ey canım! Aşk sokağının dilencisiyiz ama dünyanın sultanıyız, ey canım!...) ... 5 ‪Meğer Leylâ derûnum hânesinde eylemiş mesken ‬Benim Mecnûn gibi sahrâda pûyân olduğum kaldı‬ ‪İzzet Molla‬ ‪(Zavallı Mecnûn gibi çöllerde ömrümce seğirttim. Fakat gördüm ki sonunda aradığım Leylâ kalbimde imiş.‬..) ... 6 Hükm-i kitâb-ı aşk ile öldür sevâba gir Ey bî vefa eğer seni sevmek günâh ise Lâ Edrî (Ey vefasız sevgili!... Eğer seni sevmek günah ise aşk kitabının hükmü ile beni öldür de sevaba gir...) ... 7 Vasl-ı dilberdür hemîn dünyâ metâ’ından garaz Yoğsa ışk ehli ne aldı satdı bu bâzârda Prizrenli Sûzî (Dünya malı elde etmekten amaç sevgiliye kavuşmaktır. Yoksa aşk ehlinin alıp sattığı ne var ki bu pazarda?...) ... 8 Sâfâyı şevkîdir didârı dildâra vurur aksi Hüsnün Kays'ındır amma vechî Leylâ'dan zuhûr eyler Şeyh Gâlib (İçindeki şevk, sâfâ baktığın yüzden sana yansır Güzellik Mecnûn'un gözündendir amma Leylâ'nın yüzünden zuhur eder...) ... 9 Men ân niyem ki dehem nakd-i dil beher şûhî Der-i hizâne be-muhr-i tu vu nişâne-i tust La Edri (Ben herkese gönül verecek biri değilim. Gönül hazinemin kapısı senin mührünle mühürlenmiştir, orda senin nişanın vardır...) ... 10 Aşk odu evvel düşer ma’şuka ândan âşıka Şem’i gör kim yanmadan yandırmadı pervâneyi Fuzûlî (Aşk ateşi önce sevilene düşer, ondan da âşıka sıçrar. Muma bak da gör. Önce kendisi yandı, sonra pervaneyi yaktı...) ... 11 Âşıkı andan bilirler râh-ı aşk-ı yârda Gözü sakkā yüzü cârû vü özü 'ferrâş' olur Zâtî Âşıkı şuradan tanırlar ki, sevdiğinin aşkı yolunda, Gözü saka (su dağıtıcısı), yüzü süpürgeci, özü de hizmetçi olur... ... 12 Ez-dust be-yâdgâr derdî dârem ‎K'ân derd be-ṣed hezâr dermân nedehem ‎Mevlânâ (Sevgiliden hatıra bir derdim var ‎Ki o derdi bin dermana değişmem...) ... 13 Şimdi tîg-ı cevr ile öldürme kurbân oldugum Iyd-ı adhâ geldügünde idesin kurbân-ı ıyd Bâkî (Kurban olduğum, beni şimdilik cevr ü cefanla öldürme, kurban bayramı geldiğinde kurbanlık olarak kesersin!...) ... 14 Yârin ser-i kûyinde rakîbi tepelerdim Ammâ nideyim Ka’be’de kan eylemek olmaz Lâ Edrî (Sevgilinin semtinde rakibi tepelerdim Ne yapayım ki Kâbe’de kan dökmek olmaz!...) ... 15 ‪Şehîd-i aşkın oldum lâle-zâr-ı dâğdır sînem‬ ‪Çerâğ-ı türbetim şem'-i mezârım varsa sendendir‬ ‪Şeyh Gâlib‬ (‪Aşkının şehidi oldum. Göğsüm, yaralardan lale bahçesi gibidir.‬ ‪Türbemde kandil, mezarımda bir mum varsa (o da) sendendir.‬..) ... 16 Ayıttı ol peri bir gün düşüne girüren bir şeb Sevincimden nice yıllar geçipdür görmedim uyku Zâtî Sevgili, “Bir gece rüyana gireceğim” dediğinden beri heyecandan gözüme uyku girmiyor... ... 17 ‪Pâre pâre dil-i mecrûh-u perîşânumdan‬ ‪Ser-i kûyunda gezen her ite bir pâre fidâ‬ ‪Fuzûlî ‬ ‪(Parça parça yaralı ve perişan gönlümden, senin mahallende gezen her köpeğe bir parça feda olsun...)‬ ... 18 Sordular Mecnûn’a Leylâ’nın sa’adet-hânesin Sînesin çâk etdi gösterdi dîl-i vîrânesin Lâ Edrî Mecnûn’a “Leylâ’nın evi nerededir?” diye sordular O da bağrını yırtarak vîran olan kalbini gösterdi ... 19 Bunca dem beyhûde geçdi kâl u kîl ile nefes Şimdi bundan böyle nutkum yâd-ı yâr etsem gerek Mislî Ey Mislî! Hayatım bu zamana kadar boş lâfla, dedikodu ile geçti Artık bundan böyle sözlerimde sürekli sevgilimden bahsetmeliyim ... 20 Aceb mi cism-i Mecnûn merkadinde tâze cân bulsa Seg-i Leylâ gelip bir gün yalarsa üstühânından Hayâlî Bey Eğer bir gün Leylâ’nın köpeği Mecnûn’un mezârına gelse ve Mecnûn’un kemiklerini yalasa, bunun üzerine Mecnûn mezarında yeniden can bulsa, buna hiç şaşılır mı? ... 21 Oldum gam-ı firâkın bir mest-i ser-girânı Bir düşmüşse el atsan cânâ sevâbı yok mu Nazmî Ayrılığın gamından dolayı sersem, sarhoş bir haldeyim Ey benim cânım! Bir düşmüşe el atsan, Bunun sevâbı yok mu ... 22 Be-nîm gamze tuvânî ki katl-i âm kunî Neûzübilleh eger gamze-râ tamâm kunî Lâ Edrî Sevgilinin şöyle güçsüz ve küçüçük bir gamze kırıntısı bile âşıklar arasında katliama sebeb oldu Allah korusun, gamze ya bir de tamam olsaydı!.. ... 23 Künh-i 'aşka erişen oldu mecâzîden halâs Vâsıl-ı Mevlâ olan Mecnûn-i Leylâ görmedi Lâ Edrî Aşkın hakîkatine vâkıf olanlar mecâzî aşkdan kurtulur ve Hakk'a âşık olurlar Hakk'a vâsıl olanlar Mecnûn'un Leylâ'ya âşık olması gibi, aşk-ı mecâzîde kalmazlar aşk-ı hakîkîyi bulurlar ... 24 Sanman taleb-i devlet ü câh etmeye geldik Biz âleme bir yâr için ah etmeye geldik Yenişehirli Avnî Bizim bu dünyaya devletten bir makam mansıp, bir mevki rütbe istemeye geldiğimizi sanmayın Biz bu âleme bir yârin, bir sevgilinin hasretinden dolayı, ah edip inlemeye geldim ... 25 ‎Ey murġ-i seḥer 'aşk zi-pervâne beyâmûz ‎K'ân sûḫte-râ cân şod u âvâz neyâmed ‎Sa'dî Ey bülbül (seher kuşu), aşkı pervaneden öğren ‎Baksana yanarak can verdi de senin gibi bağırmadı ... 26 Her bâbda bir derde düşer derbeder-i aşk Hâşâ ki kedersiz geçile reh-güzer-i aşk Şeyh Gâlib Aşk derbederi, her kapıda bir derde düşer Hâşâ ki aşk güzergâhı kedersiz geçilsin ... 27 Sorma ışkın kîl ü kalin her fakîh ü şeyha kim Bilmedi dîvân-ı ışkın kîl ü kali mendedir Seyyid Nesîmî Aşk dedikodularını her fıkıh alimine ve şeyhe sorma; onlar bilmezler Aşk divanının dedikoduları bendedir ... 28 Ey zi-zülfet dem-be-dem geşte perîşân hâl-i men Men günehkârem dü zülfet nâme-i a‘mâl-i men Necâti Bey Ey saçından hâlimin her an perişan olduğu (sevgili) Ben günahkârım, benim amel defterim iki (bölük) saçındır ... 29 Şöyle muhkem dutayın aşk ile dildâr eteğin Ya elim kat edeler ya keseler yâr eteğin Necatî Bey Sevgilinin eteğini öyle sıkı tutayım ki ayıramasınlar Öyle ki ya elimi ya da sevgilinin eteğini kessinler ... 30 Lebî dârî şerâb-âsâ ciger dârem kebâb ez tû Biyâ benşîn harîfâne kebâb ez men şerâb ez tû Hüsrev(?) Senin şarap gibi dudağın, benimse -aşkından dolayı- kebap olmuş ciğerim var. Gel güzelce oturalım, kebap benden olsun, şarap senden... ... 31 Öldükte bu ben hasteyi eşk ile yusunlar Cânâne güzâr ettiği yollarda kosunlar Celîlî Bir aşk hastası olan beni, öldüğüm zaman gözyaşı ile yıkasınlar ve sevgilinin gezdiği yollarda defnetsinler... ... 32 Sevdâ‐yı zülfün kimin takılsa gerdânına Mansûr gibi âkibet yolunda ber‐dâr olur Niyâzî Mısrî Zülfün sevdâsı kimin boynuna takılsa, Mansûr gibi âkıbet yolunda îdam olur... ... 33 Zâhid-i bî-hod ne bilsün zevkini ışk ehlinün Bir aceb meydür mahabbet kim içen huşyâr olur Fuzûlî Kendinde olmayan zâhid, âşıkların derdini nasıl bilsin, Muhabbet öyle bir şaraptır ki onu içen kendine gelir... ... 34 Sinemde aşkını tutalım etmişim nihân Amma ki kande saklayalım âh-ı hasreti Nedîm Farzedelim ki aşkını kalbimde saklamış herkesten gizlemişim. Peki ya hasret ahlarını nerede (nasıl) saklayalım?… ... 35 Eger ân Turkî-i Şîrâzî be-dest âred dil-i mârâ Be-hâl-e hindûyeş bahşem Semerkand û Buhârârâ Hâfız-ı Şirâzî O Şirazlı Türk (güzel) bize iltifat eder, gönlümüzü alır, aşkımızı kabul eylerse, Onun siyah benine Semerkand’ı da bağışlarız, Buhara’yı da... ... 36 Ârızun arz it güle gülşende zîbâlanmasun Serve göster kaddüni nâz ile ra'nâlanmasun Ahmed Paşa Ey sevgili! Yanağını güle göster de gül bahçesinde güzellik iddiasında bulunmasın, Boyunu da selviye göster ki naz ile salınmasın... ... 37 Görmez cihânı gözlerümüz yâri görmese Mir’ât-ı hüsni var ise ‘âlem-nümâ imiş Bâkî Gözlerimiz sevgiliyi görmezse dünyayı görmez olur, Onun güzelliğinin aynası varsa dünya görünür olur... ... 38 Dil gamla dahi dest ü girîbandan usanmaz Bir yâr içün ağyar ile gavgâdan usandık Nâbî Gönül gamla bile çekişmekten usanmaz; yalnız bir sevgili yüzünden eloğlu ile kavgadan gına geldi... ... 39 Ezelden şâh-i aşkın bende-i fermânıyüz cânâ Muhabbet mülkünün sultân-i âlî-şânıyüz cânâ Bâkî Ey sevgili! Tâ ezelden beri aşk padişahının emir kuluyuz. Bu yüzden de sevgi ülkesinin ünlü sultanıyız... ... 40 Dilde ger aşk ola akl eyleyemez anda karâr Düzde zindan olur ol dâr ki mihmân uyumaz Şeyh Galip Eğer gönülde aşk varsa, orada akıl karar edemez. Çünkü misafirin uyumadığı ev, hırsıza zindan olur... ... Mürekkebdir vücûdu tâ ezel yek-pâre sûzişden Ânâsırdan meğer uşşâka olmuşdur dûçâr âteş Şeyh Gâlib Âşığın vücûdu ta ezelde bir tek ateşten oluşmuştur. Meğer dört unsurdan (hava-su-toprak-ateş) âşığın payına sadece ateş düşmüştür...
··
772 görüntüleme
sır okurunun profil resmi
Mürekkebdir vücûdu tâ ezel yek-pâre sûzişden Ânâsırdan meğer uşşâka olmuşdur dûçâr âteş Şeyh Gâlib Âşığın vücûdu ta ezelde bir tek ateşten oluşmuştur. Meğer dört unsurdan (hava-su-toprak-ateş) âşığın payına sadece ateş düşmüştür...
sır okurunun profil resmi
Sordular Mecnûn’a Leylâ’nın sa’adet-hânesin Sînesin çâk etdi gösterdi dîl-i vîrânesin Lâ Edrî Mecnûn’a “Leylâ’nın evi nerededir?” diye sordular O da bağrını yırtarak vîran olan kalbini gösterdi
sır okurunun profil resmi
Eger ân Turkî-i Şîrâzî be-dest âred dil-i mârâ Be-hâl-e hindûyeş bahşem Semerkand û Buhârârâ Hâfız-ı Şirâzî O Şirazlı Türk (güzel) bize iltifat eder, gönlümüzü alır, aşkımızı kabul eylerse, Onun siyah benine Semerkand’ı da bağışlarız, Buhara’yı da...
sır okurunun profil resmi
Cânibi mâşuktan olmazsa muhabbet âşıka Sa'yi âşık âşıkı mâşûka îsâl eylemez Lâ Edrî (Sevilen tarafindan sevene bir muhabbet olmazsa, Sevenin gayreti onu sevdiğine ulaştırmaz...)
sır okurunun profil resmi
Mahabbet şâhınun bir bende-i fermânıyız cânâ Gedâ-yı kûy-ı aşkuz âlemün sultânıyız cânâ Selîmî (Muhabbet şahının fermanına bağlı bir kuluz, ey canım! Aşk sokağının dilencisiyiz ama dünyanın sultanıyız, ey canım!...)
sır okurunun profil resmi
Sanman taleb-i devlet ü câh etmeye geldik Biz âleme bir yâr için ah etmeye geldik Yenişehirli Avnî Bizim bu dünyaya devletten bir makam mansıp, bir mevki rütbe istemeye geldiğimizi sanmayın Biz bu âleme bir yârin, bir sevgilinin hasretinden dolayı, ah edip inlemeye geldim
sır okurunun profil resmi
Her bâbda bir derde düşer derbeder-i aşk Hâşâ ki kedersiz geçile reh-güzer-i aşk Şeyh Gâlib Aşk derbederi, her kapıda bir derde düşer Hâşâ ki aşk güzergâhı kedersiz geçilsin
sır okurunun profil resmi
Sinemde aşkını tutalım etmişim nihân Amma ki kande saklayalım âh-ı hasreti Nedîm Farzedelim ki aşkını kalbimde saklamış herkesten gizlemişim. Peki ya hasret ahlarını nerede (nasıl) saklayalım?…
sır okurunun profil resmi
Görmez cihânı gözlerümüz yâri görmese Mir’ât-ı hüsni var ise ‘âlem-nümâ imiş Bâkî Gözlerimiz sevgiliyi görmezse dünyayı görmez olur, Onun güzelliğinin aynası varsa dünya görünür olur...
sır okurunun profil resmi
Ezelden şâh-i aşkın bende-i fermânıyüz cânâ Muhabbet mülkünün sultân-i âlî-şânıyüz cânâ Bâkî Ey sevgili! Tâ ezelden beri aşk padişahının emir kuluyuz. Bu yüzden de sevgi ülkesinin ünlü sultanıyız...
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.