KUR’ÂN-I KERÎM ve
BUGÜNKÜ İNCÎLLER
Protestanlar, İncîllerin emr ve teblîglerinin, Mûsâ aleyhisselâ-
mın dîninin emr ve teblîglerinden dahâ üstün olduğunu, kendi gö-
rüşlerine göre isbât etmeğe çalışıyorlar. Dahâ sonra, Kur’ân-ı kerî-
min emrlerinin de, İncîllerin emr ve teblîglerinden dahâ üstün olup
olmadığını incelemeğe başlıyarak diyorlar ki: (Her da’vânın kıy-
met ve ehemmiyyeti, [o da’vâyı isbât için] ortaya konulan delîlle-
rin sağlamlık ve kuvveti nisbetindedir. Bütün akl sâhibleri günlük
işlerini, bu kâidelere uydurarak düzeltmişlerdir. Meselâ, bir üstâd
eskilerine nazaran, dahâ kuvvetli ve mermîyi dahâ uzağa ulaşdıran
yeni bir tüfek keşf etdiğini iddiâ etse, harb silâhlarını temâmlama-
sı îcâb eden bir devlet, onu tecribe etmeksizin kabûl etmez. İslâ-
miyyetin, hıristiyanlıkdan dahâ üstün ve fazîletli olduğu iddiâsı da,
aynen buna benzemekdedir. Bu konuda islâmiyyet bir imtihâna tâ-
bi tutulmadan, bir terâzîde tartılmadan, islâmiyyetin körü körüne
kabûlünde acele etmek, akl kârı bir iş ve hikmetin îcâb etdirdiği bir
şey değildir. Bunun için, Kur’ân-ı kerîmin emrlerinin İncîlin bildir-
diklerinden efdâl ve üstün olup olmadığını inceden inceye araşdır-
mak ve doğru bir şeklde tecribe etmek îcâb eder. Eğer hakîkatde
Kur’ân-ı kerîmin, zan edildiği gibi, büyüklüğü ortaya çıkarsa; hiç
düşünmeden İncîli terk etmek ve Kur’ân-ı kerîme yapışmak lâzım
olur.)
CEVÂB: Bu sözleri yazan kimsenin, bunları, bağlı bulunduğu
protestan misyoner teşkilâtı tarafından vazîfeli olarak, kaleme al-
mayıp da, sâdece doğruyu ortaya koymak maksadı ile yazdığını bil-
sek, bu yazısının sonundaki insâflı sözlerinden dolayı kendisine te-
şekkür ederdik. Fekat herkesin ma’lûmu olduğu ve kendisinin de
i’tirâf etdiği gibi protestan misyoner cem’iyyetinden, ma’îşetini
te’mîn etmek maksadı ile yapdığı bir işe riyâ karışdırmamasını hâ-
tırlatırız. Bununla berâber, ortaya koyduğu ölçü, doğru bir söz ol-
duğundan, biz de memnuniyyet ile kabûl ederiz. Ancak karşılaşdı-
rılması aşağıda anlatılacak olan delîllere işâret etmek üzere,
Kur’ân-ı kerîmde ve İncîlde bulunan ba’zı âyetlerin birbiriyle kar-
şılaşdırılması ve mukâyesesi îcâb eder.