Ne cesur kadınmışsın sen Tezer Özlü..Toplumda bugün bile hâlâ tabu olarak görülen ,konuşulmayan,yokmuş gibi davranılan cinsellik, dokunma,haz alma konularını açıkça ele almışsın.Üstelikte kendi hayatından örneklerle korkmadan anlatmışsın.
Okuduğum ilk kitabıydı yazarın.
Ev bölümünde kendi çocukluğu ;küçük sobalı evleri ,banyo günleri eve gelen misafirlerle, konuşmalarla beni de çocukluğuma götürdü.
Okul yılları, okullarda öğrendiklerimizin bizi ne kadar hayata hazırladığını !!!
Sevgisiz aileleri "Babamla annem arasında hiçbir sevgi, hiçbir sıcaklık yok gibi.Annem onu bir erkek olarak sevmediğini her davranışıyla belli ediyor."gösteriyor. Bu gün yok mu bu aileler? Bi sürü ama kimse itiraf edemiyor. Alışılmış kurallarla sessizce yaşamaya çalışıyorlar.
Belkide bu sevgisiz ortamdan kurtulmak için hep bir kaçma ,uzak dünyaları tanıma isteği duyuyor.Hatta o kadar ki sevmeden bu ortamdan kurtulmak için ilk evliliğini yapıyor
Her duyguyu o kadar yoğun yaşıyor ki gün geliyor bunları kaldıramıyor.Tedavi görecek duruma geliyor.Ve hayatında dönem dönem tekrarlanan hastane günleri başlıyor.O süreçte yaşadıklarını okumak çok güçtü.Hem yaşadığı acılar nedeniyle hem de hastane içinde doktor,hemşire,hastabakıcıların "akıl hastalarına" davranışları nedeniyle.
Umarım o hastanelerde aynı şeyler devam etmiyordur hâlâ.
Tüm bu acılara rağmen yaşamayı çok sevmiş ve yaşadığı anların tadını vermiş bence kısa hayatında
"Doyumsuz yaşamı kucaklamak istiyorum ."
Kısa bir kitaptı ama anlattıkları o kadar anlamlı ve ruhunuza etki ediyordu ki.
Seninle tanışmak zevkti Tezer Özlü....