Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

238 syf.
·
Puan vermedi
Zihnimde bütün olaylara yön verebilirim. “Düşünüyorsam öyleyse varım değil, ben düşünüyorsam siz varsınız. Hepiniz birer düşten ibaretsiniz.” Yazar, Descartes’in “Düşünüyorum, öyleyse varım” felsefesini romanın merkezine yerleştirilmiştir. Uykuyla uykusuzluk gerçekle hayal bir araya gelir. Uyku, gerçekleri ulaşmada bir vasıta, gerçek âlem ise rüyalar içinde bir masaldır. Roman Uzun İhsan Efendi’nin Frenk kaşiflerine özenip bir dünya haritası yapmak istemesiyle başlar. Gerçekte kapının önüne çıkmaya üşenen Uzun İhsan Efendi, rüya aleminde maceradan maceraya, hikaye içinde hikayeye yön verir. Düş kurmanın gücünü sonuna kadar kullanır. Maceraya atılmayı ibadet olarak görür. Rüya alemine dalmak için her zaman uyku şurubu kullanır. Uyku olayların temel motifidir. Uğursuz para, kehanet aynası diğer önemli motiflerdir. Ana karakter olarak kitapta yer alan Uzun İhsan Efendi’nin yanında Bünyamin, Ebrehe, Alibaz, Arap İhsan Efendi, Zülfiyar, Kubbelik, Dertli, Hınzıryedi.. gibi önemli karakterler yer alır. Her karakterin bir hikayesi vardır. Bu hikayeler kendi içerisinde yeni hikayelerle birleşip sonunda tek olaya gelip bağlanır. Bunca karmaşanın bir arada toplaya bilmesi yazarın maharetinin sonucudur. Padişahlar, şehzadeler, yeniçeriler, İstanbul’un arka sokakları, kumarhaneler, dilenciler, lağımcılar... gibi tarihi şahıs ve karakterlerin yanında puslu havanın etkisi altında olan İstanbul’un arka sokaklarında halkın silik silüetlerini anlatır. Seçilen isimler ve olaylar sıradan isimler değildir. Tıpkı kitabın isminin sıradan olmaması gibi. Bünyamin: Babası Uzun İhsan Efendi’nin rüya aleminde ulaşamadığı hedeflere gerçekte kahraman olarak değil, izleyici olarak müdahil olan oğludur. Olaylara yön veren olmasa da işin büyük yükünü taşır. Rüya motifi ve yan karakter olması Hz. Yusuf’un kardeşini anımsattı. Ebrehe: çocukluk çağında bile dayanılmaz yaramazlıkları yüzünden üç yaşına kadar uyutulmuş sonra ismi değiştirilmiş, büyüyünce kötülüklerin başı olmuştur. Şeytan figürünü temsil eder desek yeridir. Dilencilerle arasındaki bağ ve karakteri ilgi uyandırıcıdır. Dilencileri köleler. Bu karakter ismi çok duymadığımız ve sadece Kabe’yi yıkmak isteyen ve helak olan Ebrehe’de hafızalara yer edinmiştir. Ebrehe günahlarının ağırlığından kıyametten kaçar ve kıyametin tarihini bilen tek kişidir. Bu yüzden ayna ve para motifi etrafında gezinir. Kubbelik: Yazısının güzelliği ile tanınıp bilime ulaşan yoldaki şaşırtıcı kader çizgisi ile değişik bir karakterdir. Arap İhsan Efendi: Denizci ve korsan... ..... Ve diğer karakterlerin her biri ayrı hikayelerle ve etkileyici özellikler ile kitapta yer edinir. Dilencilerin şiirsel bir anlatımla anlatılması ve bunun aslında göründüğünden çok farklı olduğu kısma değinmesi oldukça dikkat çekicidir. Tarihi roman olarak geçsede kitap tarihi bilgileri ustaca kullanan İhsan Oktay Anar’ım ellerinde fantastik bir kurguya bürünmüştür. Kitap okumanın zorluğundan söz edilmiştir. Kitap, okurken büyük dikkat isteyen bir eserdir. Okumanın lezzet verebilmesi için; sakinlik ve dingin bir zaman ayırmayla verimli olacaktır. Mekan değişiklikleri, renkler, kokular, duygular… Hissedilince kitabın gerçek kurgusu içerisinde kendimizi bulunca bu karmaşa bizlere muazzam bir anlatım ve kurgu sunuyor. 17. yüzyılın İstanbul’unu Galata’sını güçlü bir betimleme ile anlatır. Dönemin alt tabaka insanının yaşamına şahitlik ediyoruz. Kitaba safi tarihsel bilgi olarak değil, felsefe, din, mitoloji konuları ile harmanlandığı göz önüne alınarak fantastik kurguya anlam katılabilir. İhsan Oktay Anar’ın ilk kitabı olması ve bu başarıda olması diğer eserlerine merakı arttırıyor. Postmodernizm’in en başarılı eserlerinden birdir. Keyifli okumalar!
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,2bin okunma
··
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.