Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İnceleme değil. Blanchot'nun muazzam ön sözünden alıntılardır.
Ben düşünceyle ilişkilerinde dilin şaşırtıcı dehşetini hisseden birisiyim ... Aslında sanki insanların rüya hali gibi, aniden kendi düşüncesine geri dönülüyormuş gibi, düşüncelerimin içinde kendimi kaybediyorum. Ben kaybetmenin içyüzünü bilen biriyim. » Syf10 Acı çekme deneyiminin kendisine bir şey kazandırdığını, düşünmek eyleminin düşüncelere sahip olmak anlamına gelmediğini ve sahip olduğu düşüncelerin kendisine sadece "işe henüz başlamadığını" hissettirdiğini derinden bilmektedir. Syf10 "Peki ne yapalım! Her ne pahasına olursa olsun yazmayı ve kendimi ifade etmeyi istiyor olmam benim zayıflığım ve benim saçmalığım. Ben düşüncesinden dolayı çok acı çeken bir adamım ve bu sıfatla konuşmaya hakkım var." Syf11 Önde gelen, varlığın bütünlüğü değildir, çatlak olandır, yarıklardır, erozyondur, parçalanmadır, kopmadır, iç kemiren eksikliktir: Varlık, varlık değildir, varlığın bu eksik halidir, hayatı kırılgan, erişilmez ve ifade edilemez kılan eksikliktir, sadece vahşi bir "perhiz" bunun istisnasıdır. Syf13 "Bu yokluk ve boşluk noktasını aşmak isterim. Beni kötürüm kılan, her şeye ve herkese karşı beni küçük düşüren bu ezercesine çiğnemeyi. Hayatım yok benim! Hayatım yok! İçimdeki galeyan öldü ... Düşünmeyi başaramıyorum. Bu boşluğu, bu yoğun ve sonu gelmez hiçliği anlıyor musunuz. . . Ne ilerleyebiliyorum ne de geri gidebiliyorum. Olduğum yerde kaldım, hep aynı olan o noktada bulunuyorum, kitaplarım da buna tercümandır." Syf14 Bu açıklamalar bir mücadelenin betimlemesidir. Artaud kısmen bu mücadeleye zorlanmıştır. "Boşluk'', "hareket halinde olan bir boşluktur". Onun "düşünemiyorum, düşünmeyi başaramıyorum" diye ifade ettiği şey, daha derin bir düşünceye çağrıdır, kesin bir baskıdır, unutulmaktan dolayı acı çekmeyen bir unutmaya benzer ve her şeye karşın bu sözler daha mükemmel bir unutma peşindedir. Bundan böyle düşünmek hep geriye doğru atılan bir adım olacaktır. Her zaman mağlup düştüğü mücadele hep daha bayağı olarak ele alınmıştır. Güçsüzlük asla güçsüz değildir, imkansız olan imkansız değildir. Ama aynı zamanda, Artaud' nun sürdürmek istediği mücadeledir, çünkü bu mücadelede, "hayat" adını verdiği şeyden (hayat bir fışkırmadır, göz kamaştırıcı bir canlılıktır) vazgeçmez, onun kaybedilmesine katlanamaz, onu düşüncesiyle birleştirmek ister hep, onu düşünceden ayırt etmeye daima karşıdır, oysa düşünce bu hayatın erozyonundan başka bir şey de değildir, bu hayatın "zayıflamasıdır" o, içinde hayatın ve düşüncenin yer etmediği bir kopma ve yok olma samimiyetidir, ama içinde daha kesin bir olumsuzlamanın gerekliliğinin kendini gösterdiği temel bir eksikliğin işkencesidir. Bu şekilde her şey ye- niden başlar. Çünkü Artaud, hayattan soyutlanan bir düşünceyi asla kabul etmeyecektir, soyutlama anlamında anlaşılan düşüncenin ve bizzat kendisine karşı sergilediği imkansızlığın özünü oluşturan en vahşi ve en canlı deneyimlerini yaşarken bile. Artaud'nun durumu ise kendisine özgüdür. Söyledikleri katlanamayacağımız yoğunluktadır. Burada her tür derinliği, yanılsamayı ve her tür umudu reddeden bir ıstırap konuşur ama bu ıstırap bütün derinliği reddederek düşünceye yeni olanaklar sunar, yani "yeni bir uzamın esiri"dir. Bu sayfaları okuduğumuzda, bilmemizin mümkün olmadığı şeyleri öğreniyoruz, o da düşünme olgusunun olsa olsa yalnızca dokunaklı ve şaşırtıcı olduğudur, düşünülmesi gereken şeyin düşüncenin içinde olduğudur, bitimsizce kendi kendisini tükettiğidir, acı çekme ile düşünmenin birbirlerine gizli bağlarla bağlandiğıdır; çünkü ıstırap en uç noktasına ulaştığı zaman, öylesine bir hal alır ki acı çekmenin gücünü yok eder; da- ima kendisini önceleyerek yok eder, ve zaman da bir ıstırap gibi yaşanıp sonlandırılır; ve belki aynı şey düşünce için de geçerlidir. Garip bağlardir bunlar. Acaba en uç noktadaki düşünce ve en uç noktadaki ıstırap aynı ufka işaret eder mi? Acaba acı çekmek sonuç olarak düşünmek olabilir mi?
Tarahumaralar Ülkesine Yolculuk
Tarahumaralar Ülkesine YolculukAntonin Artaud · Everest Yayınları · 201544 okunma
··
329 görüntüleme
Welat Boran okurunun profil resmi
Bkz. Ulus Baker: "Düşünmek kurtarılması gereken bir şeydir"
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.