Konu ATATÜRK biyografisi olduğunda inceleme yapmak tabii ki farklılaşıyor. Ne demeli, nasıl demeli bilemiyorum. ATATÜRK'ün hayatı, konuyla ilgilenen herkesin malumu. Ben dikkatimi çeken şeylerden bahsetmek istiyorum.
Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, bu zamana kadar okuduğum en kapsamlı ATATÜRK biyografisi. Bu kitapta yok yok demek isterdim ama bir şey yok. Onu da incelemenin sonunda kurcalayacağım.
Eserde ATATÜK'ün hayatının hiç karşılaşmadığınız detayları ile karşılaşıyorsunuz. Kitapta ATATÜRK'ün ağzından yüzlerce ifade var. Bunları kaynakları ile aktarmış sevgili Mütercimler. ATATÜRK'ün düşünce şeklini anlamaya biraz daha yaklaşıyorsunuz. Henüz 15 yaşında çok büyük düşünmeye başlamış. Zihninden geçirdiği herşeyi sırası ile hayata geçirmiş.
ATATÜRK'ün Samsun'a çıktıktan sonra yaşadığı zorlukları zaman zaman hepimiz okuduk. Bu kitapta yaşadığı zorluklar çok detaylandırılıyor. Ben bu derece olduğunu bilmiyordum. Anadolu'da Saltanat ve Halifelik makamının getirdiği, yüzyıllarca kemikleşmiş hurafeler zincirinin esiri olmuş çok büyük bir kitle ile ölümüne kadar mücadele etmiş. Kitabı okumadan önce imkansızı başardığını düşünüyordum, şu anda ise çok daha ötesini yaptığını düşünüyorum.
ATATÜRK'ün en önemli özelliklerinden birisi olan 'Askeri Dehası' başta Çanakkale Savaşı olmak üzere, örneklerle ve diyaloglarla anlatılıyor. Kitapta Alman subaylarını defalarca kepaze ettiğini ve hatta 1917 senesinde Almanların 1. Dünya Savaşı'nı kazanacakları düşünülürken, davet üzerine gittiği Almanya'da savaş cephelerini gezdikten sonra, Alman Kurmaylara bu savaşı kazanmanıza imkan yoktur diyip, sebepleri ile bunu anlattığında, Alman Kurmayların kendisine güldüğünü de okuyabilirsiniz. Savaşın sonunda o gün anlattıklarının her kelimesi gerçek olmuştur.
ATATÜRK ile alakalı bir kitap okuyacaksanız ilk olarak tabii ki Nutuk olacaktır. İkinci sıraya bu kitabı rahatlıkla yazarım.
Şimdi gelelim bu konu neden yok dediğim, bu kadar detaylı kitaptı en önemsiz gibi tutulan konuya!!!!
Bu konu ATATÜRK'ün ölümü ?!?
Annemiz Zübeyde Hanım'ın ve babamız Ali Rıza Efendi'nin hayat hikayeleri ile başlıyor kitap. Yani 1881 yılının da gerisine gidiyoruz. Her dönem ayrıntılanmış. Okuyunca farkedeceksiniz. ATATÜRK'ün gönül ilişkileri sayfalarca anlatılmış, hatta ilgili kişiler bile sayfalarca anlatılmış. Güzel, buna itirazım yok.
Yalnız ne ilginçtir ki sevgili MÜTERCİMLER sadece bir konu için 'bu kitabın konusu değil' yazmış önsözde.
Syf. 37'de ''Mustafa Kemal'in hastalığının normal seyri sonucu ölmeyip öldürüldüğüne dair tezi işleyen kitaplar yayınlanmıştır. Bu kitabın ilgi alanı dışındadır.'' yazmış yazarımız.
Akabinde gelen cümle ise daha vurucu;
''Öyle ya da böyle ATATÜRK de bir insandı ve bir gün ölecekti.''
Buraya kadar diyebilirsiniz ki Erkut, sen de paranoyak olmuşsun, bunlardan bir şey çıkmaz.
Yalnız kitapta anlatılmayan bir konu daha var. Daha doğrusu sadece 1 cümle ile geçiştirilen;
''Mason localarının kapatılması''
Kitapta Atatürk'ün yaptığı tüm devrimler anlatılıyor, detaylandırılıyor, örneklendiriliyor ve çoğu da yazarımız tarafından yorumlanıyor.
'Mason localarının kapatılması' ise anlatılmıyor, bahsedilmiyor.
ATATÜRK'ün 10.10.1935 tarihinde Ankara'da Çankaya köşkünde Doktor Mim Kemal Öke'ye hitaben;
''Mason cemiyetinin faaliyetini inkılaplarıma muarız gördüğüm için kapatılmasını elzem gördüm. Bu dakikadan itibaren bu cemiyeti ölmüş biliniz. Ve bir daha diriltmeye teşebbüs etmeyiniz. '' dediği de kitapta yok mesela. Bu alıntıyı AGONİ kitabından yazdım.
ATATÜRK dünya tarihi boyunca 'Mason localarını kapatan' tek liderdir. Bu özelliği ile kitapta sayfalarca anlatılması gereken konu hiç yok.
Sevgili MÜTERCİMLER ulaştığı bilgileri paylaşmak istemediği için mi bu konulara girmedi, bilemiyorum.
''Öyle ya da böyle ölecekti'' diye ifade edilip, ölümlülük vurgusu ile ''çok da kurcalamaya gerek yok'' mesajını bilinçaltına iten MÜTERCİMLER, bu konuda beni çok şaşıttı.
Kitapta ATATÜRK'ün 12 kez suikasta uğradığı anlatılıyor.
Başta İzmir Suikastı olmak üzere suikastleri kitapta neden anlattın ki sevgili MÜTERCİMLER? Senin deyiminle ATATÜRK nasolsa bir gün ölecekti. Ne önem var !!!!!
Erol MÜTERCİMLER kitap boyunca ATATÜRK'e olan sevgi, saygı ve bağlılığını onlarca kez anlatmış. Genel olarak tanınan ve kabul görmüş bir şahsiyet. Ben de kendisini beğenerek takip ediyor ve kitaplarını okuyorum. Bahsettiğim konu ise kafama takıldı. Yorum sizlerin.
Kalın bir kitap, akıcı bir dili var ve kendini okutuyor. Konu ağır olduğu için ağır okunması gerekiyor. Çok fazla üzerinde durup düşüneceğiniz söz var.
Herkese şiddetle tavsiye ederim.
''Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa''