Şimdi ki yaşımın yarısında olduğum bir zaman da bu kitabı okumuştum. O zaman hissettiklerim ile şimdi ki duygularım çok çok farklı...Aşık olduğunuz zaman, içinizde kopan fırtınalar, duygu kabarmaları, yükselmeler, yasaklar, ateş...Ve bunlarla nasıl başa çıkacağınız ya da kabullenip nasıl yaşayacağınızı derin derin düşündürerek anlatan harika bir kitap.Süreyya'nın sürekli sızlanması, kendine, eşi ile vakit geçirmek yerine farklı bir sürü uğraşlar edinmesi, onun ruha hitap eden müzik zevkini sürekli olarak eleştirmesi, Necip'in müzik konusunda Suat'ın ruhunu doyurmasına izin vermesi... Necip geldiğinde dahi sandal ile açılma sevdasından vazgeçmeyip onları yalnız bırakması...Aslında Süreyya resmen bir aşkın doğuşuna ön ayak olmuştur..."Bacısının aşığını kardeşi, karısının aşığını kocası getirirmiş" sözünü bu kitap ile ilgili araştırma yaparken okumuştum, ne kadar doğru...Türkiyenin ilk psikoloji Romanı olarak belirlenmiş bu kitap size harika bir zaman yolculuğu ve şuan yaşadığımız hayat ile o zaman ki hayat arasında ki amansız zorlukları farkları anlatıyor...