Ressam Orhan, bir sergide gördüğü Gül -diğer adı malum Elissa- ile tanışır. Onu çok beğendiğini söyleyerek bir portre yapmak istediğini söyler, çabuk olan bu tanışma, kadının da onay vermesiyle hızlanarak çiftin buluşmalarıyla başlar. Romanda daha çok bir edebi eserden çok günlük okur gibi bir duyguya kapıldım. Neyse sonra bu kızın kocasıyla tanışıyor, ismi de Kıvanç. İlginçtir ki avukat arkadaşı Rıfat, bu Kıvanç’ın ne kadar dengesiz biri olduğundan bahsederken ben içimden “Gene mi bir Aşk-ı Memnu göreceğiz” fikriyle okumaya devam ediyordum. Bu sefer de Orhan bir diğer ressam arkadaşı Yekta ile karşılaşacaktır. Yekta oldukça mutsuz, sürekli içen, içine kapanık bir insandır. Orhan, Yekta’nın anlattığı aşk macerasını dinlerken aynı zamanda benim aklıma da Nejat Alp’in çok sevdiğim ve tek şarkısı (diğerlerini kim takar bu eşsiz şarkının yanında) geldi. Sizlerle de paylaşmak isterim: youtube.com/watch?v=BUdXlX3... Sonlarına doğru komediye dönen ama cinsel içeriği pek yüksek bir kitaptı. Hepsinden daha güzel olansa, yazarın dupduru diliydi. Yaklaşık 3 saat gibi bir sürede 246 sayfa bitirdik, bu da az buz değil yani. Bize böyle iyi gelen kitaplar lazım. Eh, okumaya devam. Allah hiçbirimizi ayırmasın, ayrı kalanları da yeniden kitaplarına kavuştursun. Esenlikler ve keyifli okumalar dilerim. Kendinize iyi bakınız efendim..

ElissaOsman Aysu · Alfa Basım Yayım Dağıtım · 2012101 okunma

·

7 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sadık Kocak