Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

536 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Nar Ağacı'nın Hasadından Çıkanlar.
Tarihimiz dopdoludur bizim. Her konuda ciltlere bedel olan hatıralarımız, destanlarımız, masallarımız var. Gözyaşlarına gark ettiren acı anılarımız var. Ecdadımızın çilesinin şahitleri rivayetler var. Türlü milletlerle beraber yazdığımız mazimiz var. Aşk var, savaş var, ticaret var, tarih var, acı var, gözyaşı var, cenaze var, dert var, çile var, var, var, var.... Listeyi uzatabiliriz. Zira bu millet her şeyiyle herkes tarafından takdir edilen bir mazi oluşturmuş, oluşturmaya devam etmektedir. Ama bir sorun var. Bu tarihi gelecek nesillere taşıyacağız? Eski geleneklerimizi, göreneklerimizi, örf ve adetlerimizi nasıl geleceğe taşıyacağız? Maziden atiye köprü olma vazifesini nasıl yerine getireceğiz? Türlü yöntemler var elbette. Cilt cilt ansiklopedi yazılabilir ama bu yöntem bilim dünyasına hitap eder zira bu devirde meraklılar ve mesleği bu iş olanlar dışında kimse kolay kolay ansiklopedi karıştırmaz. Veya - günümüze uygun bir şekilde- bir internet sitesi açılabilir. Bu da bir yöntemdir. Yöntemleri artırabiliriz. Zira bu devir imkan devridir ve bu devirde her şey mümkündür. Ama ilginçtir, ne kadar teknoloji gelişirse gelişsin, halkın anlayacağı şekilde yazılmış kitaplar önemini korumaktadır. Kitap derken aklımıza türlü edebi tür gelebilir ( hikaye, şiir, deneme vb. ) ama biz, günümüzün hızlı hayatında diğerlerine nazaran biraz daha ön plana çıkmış romanı ele alacağız. Roman, bize Batı'nın bir hediyesidir. Batı'nın insanının arayışlarının sonucunda ortaya çıkmış olan bu tür, okurlarına -eğer iyi yazılmışsa- vermek istediği mesajı adeta yaşatmakta, mesajını çok rahat bir şekilde ulaştırmakta, okurun arayışına çare olabilmektedir. Ve ayrıca, az önce zikrettiğimiz maziden atiye köprü olma vazifesini başarıyla yerine getirmektedir. Maalesef, özellikle son dönemde, romanın bu yeteneği göz ardı edilmektedir. Sadece vakit geçirme aracı olarak işlev görmeye başlayan roman, bu nedenle kan kaybetmeye devam etmektedir. Ve roman, az önce zikrettiğimiz görevini yapamamakta, geleneklerimiz gelecek nesillere ulaşmada ( günümüz okurlarına ulaşmanın en kestirme ve en etkili yolu bu olduğu için roman oldukça önemli bir yer tutmaktadır. ) gittikçe kan kaybetmektedir. İşte bu roman, tüm bu sıkıntılara derman olabilecek güce sahiptir. Zira roman, geleneğin tatlı anılarından acı olaylara, aşktan savaşa, kan davasından kültürlerin çatışmasına ve daha pek çok konuda geleneğin şahitliğini yapmakta ve günümüzün teknikleri çerçevesinde geleceğin geçmişini unutmasını engellemektedir. Trabzon'un 1900'lü yılların sabahlarında dolaşırken, Setterhan'la halı pazarlaması yaparken, Büyükhanım ve ailesyle muhacirlik yolunda ilerlerken, Mecnun gibi Setterhan'la dağlara kendimizi atarken aklımızda tek bir soru oluşuyor: Ya sonra? Merak etmeyin, bu sorunun da başka soruların da cevabı fazlasıyla mevcuttur. Size sadece geçmiş ve gelecek arasında gezintiye çıkmak kalıyor. İyi okumalar dilerim. Muhabbetle.
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,2bin okunma
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.