"Söyleyin her fani insana, Cenneti kazanmak isteyen, iman ve Kur'an için gayret etsin. Ne kadar günahkar olurlarsa olsunlar, günahları Allah'ın rahmetinin yanında bir damlacık bile yer tutmayacağını düşünsünler, umutsuzluğa kapılmasınlar. Bilsinler ki, samimi yürekle yapılan pişmanlıklar ve tövbeler Allah katında makbul olmaktadır. " Başka söze ne hacet? Kitabın sonunda yer alan bu alıntı aslında kitapta anlatılanların genel bir özeti niteliğindedir. Dünle bugünün harmanlandığı, sevda, ihanet ve günah silsilesiyle çevrili yaşanmışlıklar ve ardından yürek yakan bir pişmanlık öyküsü; Cennete Giden Günahkar. Çanakkale Savaşı'ndan çıkmış , vatan uğruna gözünü, bacağını feda etmis yaver fakat tükenmiş bir delikanlının kendisini bekleyen kahredici sürprizle başlıyor tüm olaylar. Yürek yakan sevdalar , savaş görüntüleri , yıkılan hayaller ve dahası... Ardından birinci dünya savaşının unutulmaz darbesi. Ve savaş sonrası yaşanan gerek siyasi gerek sosyal gerek dini pek çok isyan ve huzursuzluk ortamı. Bu yönüyle de yalnızca dini bir eser olmaktan öteye geçmiş, dönemin tüm politik ortamlarına güzel de bir eleştiri yapmış. Demokrat parti öncesi dönem halka zulüm , din istismarı , tüm şeffaflığıyla anlatılmış. Hele şu diyalog akıllara zarar ; -Bu kuran , tesbih ve takke senin mi? +Evet benimdir. -Peki sen bunların yasak olduğunu bilmiyor musun? +Bana kimse kuranı ve müslümanın en büyük alemeti olan takke ve yasaklayamaz. -Devlet yasakladı. Kur'an okutmak , etrafa yaymak, dini faaliyetler içinde bulunmak yasak. +O zaman camileri de kapatın, Anayasa'ya da "bu millet dinsiz" diye madde de koyun. -O,da yapıldı yoksa haberin yok mu ? Birçok cami kapatıldı, bazılarının kapısına kilit vuruldu. Ezan ise artık Türkçe okunuyor. 'Bu devletin din İslam'dır' ibaresi de kalktı yerine laiklik geldi. Artık modern bir ülkeyiz bırakın böyle köhnemiş değerleri." İnanabiliyor musunuz? Ülkemiz böyle bir dönemden geçmiş . Ve sevgili yazar o kadar güzel aktarmış ki durumu tüylerim diken diken oldu okurken. Daha nice böyle iç ürperten yerler var fakat çok da uzamasın. Kitapta hukuk gibi kutsal bir vazifeyi üstlenmiş karakterlerin böyle soysuz , dinsiz politiklerle mücadelesi ve İslam kuran uğruna kendilerini feda edip şehitlik mertebesine ulaşması bahsediliyor. Ara ara Bediüzzaman hazretlerinden bahsetmesi de çok hoşuma gitti. Onun gibi bi zatın halk için tehlikeli bir konumda görülmesi ve tamamen izole bir hayata mahkum edilmesi çok üzücüydü. Genel anlamda kitap bu sekilde çok daha derin ,anlamlı olaylar söz konusu fakat daha da anlatırsam spoi kısmına girer. Sanırım bu kadarla yetinmek yeterli. Kısacası kitap hem dönemi anlamak ,hem bir iman davasına şahit olmak , hem de günahlarından tamamen pişmanlık duyan birinin cennetlik olmasını hikayenin içindeymişçesine izlemek adına mutlaka okunmalı . Tüm okurlara şiddetle tavsiye ederim.

Cennete Giden GünahkarHalit Ertuğrul · Nesil Yayınları · 2022407 okunma

·

169 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.