Ey inanırlar! Belirli bir süre için birbirinizle borçlandığınız zaman, onu yazın! Aranızda bir yazıcı, adaletle yazsın. Yazıcı, Tanrı kendisine nasıl öğrettiyse öyle yazmaktan çekinmeyip yazsın. Üzerine borç sorumluluğunu alan da yazdırsın. Ve Tanrısından korksun da, ondan hiçbir şey eksik bırakmasın. Borçlu olan eğer aklı ermez biriyse, ya da güçsüzse ya da yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi yazdırsın. Adaletle (dürüstçe)... Erkeklerinizden iki tanık tutun. EĞER İKİ ERKEK BULUNMAZSA BİR ERKEK İLE, BİR KADIN OLABİLİR. Tanıklardan, tanıklıklarına karşı çıkmayacaklarınız arasından... Biri unutursa öbürü anımsatır ona. Tanıklığa çağırıldıklarında tanıklar kaçınmasın. Az olsun, çok olsun, süresini de belirleyerek borcu yazmaya üşenmesinler. Bu, Tanrı katında en doğru, tanıklık için en sağlam ve kuşkulanmamanız için de daha uygundur. Meğer ki, aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin alışverişle ticaret türünden olsun. O zaman, onu yazmamanızda size bir günah olmaz... (Bakara Suresi, ayet: 282.)
1- "Borç" ve "borçlanma" üzerinde önemle durulmalı.
a) Borçlar, bir sözleşmeye bağlanmalı, yazılmalıdır.
• Sözleşmede gün, ödeme zamanı (süresi) belirtilmelidir.
• Kendileri yazamayanlar, birilerine yazdırmalıdır. Yazanlar da doğru yazmalıdırlar, adaletli, dürüst davranmalıdırlar. Yazdıramayanların da "veli"leri yazdırmalıdırlar.
• Tanık bulundurulmalı: İKİ ERKEK. EĞER BULUNAMIYORSA, BİR ERKEK, BİR KADIN. Tanıklar dürüst davranmalıdır. Tanıklığa çağrılan hiç kimse kaçmamalıdır tanıklıktan.
b) Eğer peşin alışverişteki bir borçlanma söz konusuysa, yani karşılıklı olarak hemen alınıp veriliyorsa, yazılı sözleşmeye gerek yoktur. Yani olmasa da olur.
2- Borçlunun eli darsa ve süresi geldiği halde borcunu ödeyemeyecek durumdaysa, ona bir kolaylık gösterilmeli, elinin genişleyeceği zaman beklenmelidir. Dahası: Borcunu ödeyemeyecek durumdaki insana borç tümden bağışlanırsa daha iyi olur."