Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

302 syf.
·
Puan vermedi
Şimşek
Baştan söyleyeyim kitabı okumadıysanız bu yazımı okumanızı tavsiye etmem çünkü tamamen spoiler içerecek. Az evvel heyecanla bitirdiğim bu kitap yine beni çok sarsan bir Peyami Safa eseri olarak etkilendiğim kitapların tarihine adını keskin harflerle yazdırdı. Hala heyecanını atlatamadım. Normaldir. Nasıl içim rahatladı, Müfid nihayet acıklı halinden kurtuldu ve öfkesini kusabildi, Sacid'i nihayet bir servi gibi görmekten silkindi de ona hucum edebildi, Pervin iğrençliğinin cezasını çekti ya! Böyle bitmeseydi, eksik, yarım, yanlış olurdu muhakkak. Dizi yorumlar gibi yorumlamayı bir yana bırakacak olursak yazarın okuduğum bilmem kaçıncı romanı olmasına rağmen yine kendini tekrar etmemiş olmaması müthiş. Altı çizilecek tespitler yine harika. Üslup o kadar güzel ki, katılmadığım tespitlerini okumak bile bir lezzet veriyor. Adam saçmalayacak olsa bir paragraf daha saçmalamanızı rica edeceğim diyebilirim sanırım. O nasıl bir sanattır, nasıl bir kabiliyettir anlamak mümkün değil. Gelelim fikirlere. Pervin'in iki adam arasında bocalaması ve ikisinin kişiliği tek bir adamda toplansa arzusu. İkisini de sevebilmesi falan. Bunlar pek uzak şeyler değil, hangi kadın Mûfid'in derinliğini, Sacid'in gücünü aynı anda tek bir kişide bulmayı arzulamaz? İkisini birleştirsen ancak bir adam eder gibi bir söz geçiyordu kitapta. Peyami Bey yazarken gülmemiş olabilir ama ben buna çok güldüm ve katıldım da. Ama öyle birini istiyorsan öyle birini aramalısın. Her iki adamı birden sevmek nasıl mümkün olabilir? Bunu inandırıcı bulmadım, bulamadım. Ya da işime gelmiyor, çirkin bir şey! Gelelim beni düşündüren meseleye. Pervin'i affedemedim. Yani o gitgeller yaşamasını bile belki affedebilirdim ama teslim olması büyük bir kızgınlık hissettirdi. Sonradan çektiği vicdan azabi, kocasının hastayken yanina gelmesi vs bunlar da onu affettirmedi. Halbuki aldatan bir erkek olduğunda bir kadın olarak ben, bu kadar şiddetli bir öfke duymamışımdır. Bir kadının bunu yapması kendimi ne kadar ileri görüşlü de zannetsem bana daha alçakça geldi. Üstelik toplumun dayatmasından, kültürümüzden, yetişme tarzından vs olduğunu da zannetmiyorum. Tamamen his olarak bunu kalbimde duydum. Sanki bir kadın kocası tarafından aldatılsa kocasını affedebilirse bile, kendi bu işi yapsa kendini bağışlayamazmış gibi geldi. Aman her neyse, aldatmasın kimse kimseyi! Gelelim Mûfid'e. O kadar iradesiz olmasına, harekete geçemeyişlerine, karısına sahip çıkamayışına kızdım. Gerçekten miskinlik ediyordu. İnsan daha kuvvetli olmalı, cesur olmalı. Çapkın ve genç bir dayının evine güzel bir gelin getirlir mi, öyle pis bir ortamdan biriyle evlendin, kızı ne diye o ortamdan çekip çıkarmazsîn falan. Bunlar Müfid'in iradesizlikleriydi. Ama Pervin'i affetmeyişleri nihayet bir eylemdi. Sacid? Müfid'i hasta yatağında samimiyetle teselliye çalışışı, ama onu hale getirişi. Tezatlar tezatlar. Biliyorum yazarın burada işlediği konu bizzat bu tezatlardı zaten. İnsan tuhaf bir mahluk bunu da biliyorum. Bu mümkündür. Ve hatta beni belki sizi de en çok yoran şeylerden biri insanların ne tam iyi olması ki onlari rahatca sevelim ne de tam kotu olmasi ki rahatca nefret edelim. Onlarin bocalamalari bizim de duygularimizin bocalamasina sebep oluyor. Birini hayatimizdan silip atmak da bu yuzden zor gelmiyor mu zaten. Ama yine de, ne bileyim, bir şeyler eksik. Kalbimizi gercekten kiracak bir kotuluk yapmamis, ustelik buna imkan verecek kadar da kalbimizi eline verdigimiz kimseler mutlaka olmuyor mu? Sayilari cok cok az belki ama oluyor. O halde onlarin pesine dusmek gerektigine inaniyorum. Digerlerine de digerleri gozuyle bakmak ve cok da uzulmemek gerek sanirim. Ve Ali karakteri. Bu Ali'nin kendi hayati nasildir merak etmedim degil. Ali'yi kendime benzettim. Sonuc olarak dehset bir kitapti. Tesekkurler Peyami Safa...
Şimşek
ŞimşekPeyami Safa · Ötüken Yayınları · 20221,755 okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.