"YÜZBAŞI: ...Erkek, ünsüz yaşayamaz çünkü.
LAURA : Peki kadın?
YÜZBAŞI : Kadın yaşar, çünkü çocukları var; erkeğinse yok. Ama biz, herkes gibi, kafamız düşler, ülküler, kuruntularla dolu, çocuk bilinçsizliğiyle yaşadık. Sonra da uyandık. Evet, ama ters uyandık, gözlerimizi açtığımızda yastığı ayaklarımızın altında bulduk; bizi uyandıransa uyurgezerin biriydi. Kadınlar yaşlanıp da kadınlıktan kesilince, çenelerinde sakal biter. Erkekler yaşlanıp da erkeklikten kesilince ne olur acaba? Bu yalancı şafakta ötenler gerçek horozlar değil, kısır horozlardı; onlara karşılık verenlerse, cinsiyetsiz tavuklardı.
Böylece, üstümüze güneş doğması gerekirken, dolunay altındaki yıkıntılar ortasında bulduk kendimizi: O eski, güzel günlerde olduğu gibi tıpkı. Hafif sabah uykumuz, yabansı düşlerle tedirgin edilmişti sadece; uyanma diye bir şey yoktu!"