Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

272 syf.
4/10 puan verdi
Sky Ferreira - Kristine
Herkese selam. Bir dünya başarısız yorumdan sonra umarım bu içime siner ve eskisi gibi yorumlar yapmaya dönebilirim. Yorum yazmayı aşırı özledim :' Lockhart ile bu yıl, Yalancılar kitabı ile tanışmıştım. Arkadaşlarımın hepsi çok sevip önerdiği için epey heyecanlıydım ve yılın ilk kitabı yapmıştım. Kitap gerçekten güzeldi ama ben çok yüksek beklentilerle başladığım için bir tık aşağısında kalmıştı. Aynısı Düzenbaz'a da oldu. Neden bilmiyorum ama kapaklarının arkasını okuduğumda beni yerime mıhlayan sadece iki kitap oldu bu zamana dek, biri Her Şey'di, biri de bu. Kitabın arkası o kadar hoşuma gitmişti ki kitabı delicesine merak ediyordum ve kötü olma ihtimali vermiyordum bile. Kapağı, tanıtımı her şeyiyle müthişti ve Yalancılar'dan bile daha büyük bir beklentiyle başladım bu kitaba. Yani Nisa bana Yalancılar'dan sonra çoğu kişinin bu kitabı sevmediğini söylemişti... Keşke onu dinleyip biraz yorum okusaymışım ve beklentilerimi düşürseymişim... Belki o zaman daha çok severmişim. İlk öncelikle şunu söylemek istiyorum ki, kitap baştan sona doğru gidiyor. Yani sonu yazıp, olayları yine en baştan sona doğru anlatmıyor. Bildiğiniz 2020 ekim, 2020 şubat, 2019 kasım gibi, böyle adım adım geriye gidiyor ve bu da haliyle beyninizi biraz bulamaç ediyor çünkü olaylar nasıl oraya geldi, neler oldu bilmediğiniz için olayları düzene sokmak biraz zorlaşıyor ve kafanızda bir şekil belirene kadar da biraz zaman geçiyor. Özellikle ben rs'deyken okuduğum için kitabın içine girmem epey zamanımı aldı ve bu yüzden başlarda pek bir şey anlamadığım için biraz sıkıldım. Jule ile Imogen arasındaki bağlantıyı biraz geç anladım. Daha doğrusu Jule'un ne yaptığını. Kitabın ortalarına doğru kitabın o soğuk havasından ve Jule'un hareketlerinden ne haltlar yediğini az çok çakıyorsunuz. Merakınız daha çok neden, nasıl ve ne zaman yaptığı oluyor. En azından benim o yönde oldu. Bu da tıpkı Yalancılar'daki gibi bir kurguya sahip olduğu için gerçekten kitabın konusunu anlatsam kitabın tüm heyecanını kaçırmış olurum bu yüzden çok dikkatli olmaya çalışıyorum. Jule gerçekten asla yan yana durmak istemeyeceğim türden birisi. Onun tüm bunları neden yaptığını da anlıyorum ve Lockhart gerçekten korkunç kız karakterler yazmada çok başarılı ama benim anlam veremediğim şey kitabın sonu oldu. Yani aslında kitabın başında bir şeyin benzerliği dikkatimi çok çekmişti, ama sadece benzerlik diye es geçmiştim ama sonda olaylar belli bir yöne gitmeye başlayınca çaktım djdklf. Ama bu çakış küçük bir şey. Yani kitabın sonu cidden tatmin edici değildi. Olayların nasıl başladığını anlıyorum ama Jule'un planı -ki böyle bir plan yaptı mı emin de değilim, yazar belirtmemiş- sadece belli olasılıklara dayanıyordu ve biraz şans işi oldu. Ben daha kesin olasılıklara dayanan bir son okumak isterdim. Aynı şey Noa ve Jule arasındaki diyalog içinde geçerli. Yani ilk önce 'haaaa' diyorsunuz ve sonra 'haa?' diyorsunuz. Ben hala daha sonunu anlayıp anladığımdan emin değilim. Cidden olması gerekenden çok daha karmaşık bir kitaptı. Öte yandan eğer normal bir kitap gibi yazılmış oslaydı da o kadar heyecan verici olmazdı çünkü düşününce öyle ahım şahım bir kurgusu yok. Tersten giderken bile neler olduğunu anlıyorsanız düz gitse pek bir kıyağı kalmazdı herhalde. Neyse, çok sevmediğim için diğer bana saçma gelen -başı paolo ve jule arasındaki ilişki çekiyor- (lockhart paolo ismini heba ettiği için de asla favori yazarlarım arasına giremeyecek) hiç değinmeyeceğim bile. Kitap gerçekten beni epey hayal kırıklığına uğrattı çünkü güzel olacağına adım kadar emindim... Neyse hayal kırıklıklarımı toplayıp gidiyorum. (sevdiğim kısımları da belirtir belirtmez) Kitabın en sevdiğim özelliği ise, Lockhart'ın kitapta verdiği mesajlar. Güçlü kadın olmak, beyaz olmak, kadın olmak, avantajlı doğmak... tüm bunlara ufaktan değinmişti ve gerçekten hoşuma gitti. Ayrıca kitabın başına yazdığı şu cümlede beni gerçekten çok etkiledi: "Kendisine iyiliğin mütevazı ve sessiz olmak anlamına geldiği öğretilenler, sizi tüm çirkin karmaşası ve görkemli hiddetiyle yüreğimi açıyorum." Bence çok güzel. Uzun lafın kısası, eğer kapağı çok güzel olmasaydı kitabı elimde tutmazdım ama hala çok güzel olduğu için bende kalacak. Eğer çok merak ediyorsanız benim gibi yüksek beklentilere girmeden okuyabilirsiniz. Merak etmiyorsanız da etmemeye devam edin!! Dipnot: yalancılar mı düzenbaz mı diye sorarsanız tabii ki cevabım yalancılar benim de. Dipnpt2: Bu kitap bu şarkıyı asla hak etmiyordu ama sırf uyandırdıkları hava aynı olduğundan yakıştırdığım için yazdım...
Düzenbaz
DüzenbazE. Lockhart · Pegasus Yayınları · 201857 okunma
·
153 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.