Eylül... Bilir misiniz artık çiçeklerin neşeli rayihalarını yavaşca mateme bırakıp boyunlarını bükerek kışa hazırlandıkları Eylül'ü. İnsan da böyle değil midir? Önce içinde bir tohum alışılmışlıkla sevgiyle yoğrulur ve çıtırtısını ruhunuzun derinliklerinde hissedeceğiniz bir kıprayışla çatyayıvrerir. Peki ya sonra... Eğer o sevgi tohum çatlamasını sağlayan ruhun imbiğinden geçip gelen gıdasını almaya devam ettikçe, filizlenir ve tutunacak bir ruh eşi aramaya başlar. İşte burada filizlenmeye başlayan sevgi tomurcuğu yanlış bir ruh eşine tutumuşsa, tutunuverirse, imkansız bir ruh eşine tutunacak olursa, bir sarmaşığın küçük bir ağaç gövdesini sıkıp boğması içindeki hayat enerjisini emmesi gibi bu sevgi filizi de AŞK sarmaşığı olarak her iki ruhu da bitip tükenmeden bırakmayacaktır.
Eserimizin müellifi Mehmed Rauf Bey ilk psikolojik roman örneği olmasına rağmen duygu durumları olarak yukarıda bahsettiğim iki imkansız ruhun aşkını konu edinmiş. Konu olarak dar bi alanda geçse de edebi akış ve tahlilerdeki enfes sanat bu açığı fazlasıyla kapatacaktır.
Severek, ruhunuzda tohumlar filizlendirerek okuyasınız...