Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

520 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Martin Eden; beğenerek, etkilenerek, hayranlıkla okuduğum, son sayfalarını üzülerek çevirdiğim bir eser oldu. Biraz araştırdığım ve kitabın sonlarındaki notlardan edindiğim kadarıyla yarı otobiyografik bir roman olduğunu söylebiliriz. Tamamen olmasa da Jack London’un hayatından esintiler mevcut. Gemide işçi/denizci olarak çalışan Martin'in yoksulluğunu, tutkulu aşkını, aşkı uğruna verdiği mücadeleyi okuyacak ve onu tanıdıkça azmine, kararlılığına, başaracağına, hayallerine nail olacağına olan inancına müthiş hayran olacaksınız. Bir tarafta; hiç eğitim almamış, yaşamı boyunca çok zor şartlar altında çalışmak zorunda olan sefaletle, açlıkla boğuşan Martin Eden, öte tarafta varsıl ve eğitimli, görgülü, Martin'in gözünde melekler mertebesinde Ruth... Ruth; Martin' i tanıdıkça içi onu evcilleştirme dürtüsüyle kıpırdanıyordu. Şöyle ki; “Böylesine ehlileştirilmemiş vahşinin böylesine mülayim vaziyette ayağına gelişi, esrarlı bir şekilde Ruth'un kibrini okşuyor, onu evcilleştirme dürtüsüyle içi kıpırdanıyordu. Bilinçsiz bir dürtüydü bu. Düşüncesinin en uç noktasındaki arzusu, Martin'in hamurunu yeniden şekillendirip dünyanın en iyisi olduğuna inandığı babasının görüntüsüne benzetmekti." (s.80) “Ruth'un elinde bir hamur olan Martin, ne denli ihtiraslı bir tutkuyla onun tarafından şekillendirilmek istiyorsa, kız da onu kafasındaki ideal erkek biçimine sokmak için o kadar büyük bir arzu duyuyordu." ( s.97) Bakalım Ruth, amacına ulaşabilecek mi? Martin'i dilediği ideal erkeğe dönüştürebilecek mi? Martin, buna izin verecek mi? Martin, Ruth ve ailesinin o parıltılı sözde entelektüel yaşamını gördüğü an hayranlığı artar ve Ruth'a olan aşkı, ünlü bir yazar olma sevdası uğruna bambaşka bir boyuta erişir. Şiirler, öyküler, makaleler yazar fakat hiçbirine değer veren olmaz... Ama o hiç vazgeçmeden üretmeye, daha çok okumaya, daha çok yazmaya devam eder. Çünkü hiç kimse inanmasa da (ablası, Ruth, Ruth'un ailesi, ) Martin, başaracağına daima yürekten inanır. Tüm bunları tek bir hedef için yapar Martin, ilk görüşte âşık olduğu kız Ruth için... “Paranın değeri, getireceği özgürlükte ve kendini hoş gösteren giysiler aldırmasındaydı ki bunlar da onu hedefine götürecek, hayatını altüst eden ve esin veren narin yapılı solgun yüzlü kıza yaklaştıracaktı." Nasıl, ne şekilde, neleri mi başaracak Martin Eden? Kütüphaneye giderek, çok okuyarak, görgü kurallarını, dil bilgisini ve de daha fazlasını öğrenerek... Günde 5 saat uyuyarak inanılmaz diyebileceğimiz bir gayretin sonucunda üniversite eğitimi almış kişilerden dahi daha kültürlü biri haline gelir. Sorgulayan, düşünen, tartışan gerçekten entelektüel biri... " Bir sürü kitap okudu ama içindeki huzursuzluk azalmak yerine daha da büyüdü. Her kitabın tek tek her sayfası bilgi âlemine açılan birer gözetleme deliğiydi. Okudukları açlığını daha da artırdı." (s.55) Peki tüm bu çabalar, tüm bu mücadele, emek, onu istediği hedefe ulaştıracak mı? Ya da şayet ulaştırdıysa; Ruth’ a olan aşkı, arzu ettiği ünü devam edecek mi? Ettirebilecek mi? Yoksa büyük bir sukutuhayal mi olacak tüm her şey onun için ?.. Martin; seçkin, eğitimli, kültürlü diye nitelendirilen burjuvanın aslında hiç de öyle olmadığını görecek; önce küçümsedikleri, eğitimsiz addettikleri, kendilerine yakıştırmadıkları Martin'in büyük bir üne ve paraya kavuştuğunu görünce belli kesimin takındığı ikiyüzlülüğü, samimiyetsizliği bakalım sizler nasıl değerlendireceksiniz? .. Martin, hayatı işte tam da o zaman öğrenir... “Büyük bir hata hayat, utanç verici bir maskaralık...” (s.425) “ Hayat, hastalıklı bir insanın yorgun gözlerini yakan güçlü bir ışık gibiydi.” (s 475) “ Halbuki düşünsene, bir zamanlar bütün masumiyetimle yüksek makamlarda oturan, güzel evlerde yaşayan, banka hesabı olan eğitimli insanların ne kadar değerli olduklarına inanırdım...” ( Martin Eden) Martin Eden, ünlü bir yazar olunca... “ (...) Asıl yemeğe ihtiyacı varken kimse onu davet etmemişti. Ama şimdi binlerce yemek satın alabilecek durumdayken ve tersine iştahı giderek azalırken sağdan soldan peşpeşe yemek davetleri yağıyordu. Neden? ...” Azmi, umudu, inancı, kararlılığı, aşkı, hayalleri, hayal kırıklığını ve verdiği mücadele ile sizi kendisine hayran bırakacak ve sonunda da hüzne boğacak Martin'in hikâyesini okuyun lütfen. Okutturun, armağan edin... Martin Eden, Jack London'un en iyi romanlarındandır. bu kitabı için şunları söylemiştir: "Martin Eden benim. Martin Eden; bireyci olduğu için öldü, bense sosyalist olduğum, toplumcu bir düşünceye sahip olduğum için hayattayım." Not: Ben kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından okudum. Çeviri oldukça iyi. Bu yayını tercih edebilirsiniz. ( pek çok eserde olduğu gibi.) Bir de kitabın en son sayfalarında yer alan numaralandırılmış notlara da muhakkak göz atın.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,4bin okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.