Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Seda

Seda
@ZSeda
Bir ses: -Her şeydir kitap- diyor.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Öğretmen ( TDE )
Lisans
255 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Bütün umudum kendimde...
" Bütün çabam, kimseye muhtaç olmadan yaşamak."
Sayfa 82 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Conkbayırı- Atatürk anlatıyor...
Conkbayırı'na geldi. Orada cephaneleri bittiği için çekilen ve düşmanca kovalanan bir gözetme bölüğüne rastladı: "Niçin kaçıyorsu nuz?" dedim. -Efendim düşman.. - Nerede düşman? - İşte... diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. Gerçekten de düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış, serbestçe ilerliyordu. Şimdi durumu düşünün. Askerlerimi dinlenmeleri için bırakmışım... Düşman da bu tepeye gelmiş... Düşman bana benim askerlerimden daha yakın. Düşman bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek kötü duruma düşecek. O zaman, bir mantıkla mıdır, yoksa bir iç güdü ile mi, bilmiyorum, kaçan erlere: Düşmandan kaçılmaz, dedim. Cephanemiz kalmadı, dediler. Cephanemiz yoksa süngümüz var, dedim. Ve bağırarak: Süngü tak dedim ve yere yatırdım...
Sayfa 102 - Pozitif
Sarıkamış ...
Sarıkamış, Bırinci Dunya Harbi'nde Türkiye'nin uğradığı en kanlı bozgunlardan biridir. Alay, tümen, kolordu ve ordu kuman- danlıklarından hiçbirini yapmadan başkumandanlığa çıkan Enver, Şark ordumuzu kar kış içinde Kafkas toprakları içine atmış ve "eritmiştir." Ben bu kitapta asker tenkitçilerin işleri ile ilgilenecek değilim. Fakat Sarıkamış bozgununun o vakit ordu içinde nasıl kötü tepkiler uyandırdığını hatırlarım. ... Sonraları Sarıkamış savaşına katılan bir hekimin günü gününe tuttuğu notları okumuştum. Bir Rus albayını esir almışız. Esir Albay cepheye doğru giden üstsüz başsız zavallı askerlerimizi görünce: Yahu bunları soğuktan ölmeye götürüyorsunuz, diye acımış.
Sayfa 96 - Pozitif

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mustafa Kemal, Derne Osmanlı kuvvetleri komutanı imzası ile yazdığı bir mektupta der ki: "Bilirsin, ben askerliğin her şeyden fazla sanatkârlığını severim. Burada sanatın bütün gereklerini uygulayacak kadar zaman ve bu zamanla edinilebilecek vasıtalar olursa, işte o vakit milletin istediği hizmeti yapmış olacağız. ... vatanı korumak ve milleti mesut etmek için, her şeyden önce ordumuzun eski Türk ordusu olduğunu dünyaya bir daha göstermek lâzım olduğuna çoktan inanmışımdır. ... Vatan mutlak selâmet bulacak, millet mutlak mesut olacaktır. Çünkü kendi selâmetini, kendi saadetini, memleketin ve milletin selâmeti için feda edebilen vatan evlâtları çoktur," derim.
Sayfa 79 - Pozitif
Nitekim Atatürk öldükten yıllarca sonra Kuvay-ı milliye devrinin Kâzım Karabekir, Refet Bele ve Ali Fuad Cebesoy gibi "büyük” tanınmışları ile bir toplantıda: -Hiç birimiz olmasaydık, Kurtuluş Savaşı'nı Atatürk gene başarırdı. Ama o olmasaydı hiç birimiz onun yaptığını yapamazdık, deme dürüstlüğünü göstermiştir.
Sayfa 76 - Pozitif
Reklam
Akşamüstü karargâha geldiğimiz vakit birkaç kişi ile içki masası kurulur, gece yarısına kadar içilir, herkes yorgun ve bitik yatağına çekilip gider, Mustafa Kemal tek başına kalıp bir yandan içkisine devam eder, öbür yandan ertesi günü herkese vereceği görevleri hazırlardı. Pek az uyur, en önce toplantı yerine gelir, hepimize görevlerimizi yazılı olarak verir ve hemen hareket başlardı.
Sayfa 71 - Pozitif
Onu öldürmek de istedikleri duyulmuştu. Mukadderat denen bir şey var mı, yok mu bilinmez. Fakat Mustafa Kemal'i yok etmek isteyenler o hayattayken memleket dışında birer birer öldürülmüşler, bir takımı da suikast yüzünden asılmışlardır. Mustafa Kemal'de dinmeyen bir yükselme hırsı vardı. Nereye kadar yükselecekti...
Sayfa 70 - Pozitif
Azmi ve ileri görüşlülüğü.
Bir akşam sofrasındaki arkadaşlarına makam dağıtırken Nuri (Conker)e: Seni de başvekil yapacağım, der. O birader, beni başvekil yapmak için sen ne olacaksın? -Bir adamı başvekil yapabilecek adam! Bu fıkrayı Cumhurbaşkanlığı devrinde Nuri Conker bır iki defa anlatmıştı. Mustafa Kemal için içki, kadın, buluşma, eğlence, hepsi kafasından gönlünden bir türlü kopup ayrılmayan büyük kaygının ve bir şey yapmak, bir şey yapabilecek otoriteyi avucu içine almak hır- sının gölgesi altında idi.
Sayfa 59 - Pozitif
Mustafa Kemal acı ve sert tenkitçi olduğu kadar açık konuşan biriydi. Daha o zaman, 1907'de, arkadaşlarına şu fikrini söylemekten çekinmemiştir: Köhneleşen ve canlılığını kaybeden Osmanlı İmparatorluğu gövdesi üzerine devlet oturtulamaz. Ancak Türk çoğunluğu toprağı üzerine oturtulabilir.
Sayfa 56 - Pozitif
Mustafa Kemal Şam'da staja gitmezden önce Beyrut'taki toplantılarda bile arkadaşları ile bir konuşmasında: Asıl mesele yıkılmak üzere bulunan imparatorluktan bir Türk devleti çıkarmaktır, diyordu.
Sayfa 55 - Pozitif
Reklam
İyi giyinmeyi ve yaşamayı severdi. Kafaca batı musikisine inanmış, zevkçe alaturkaya bağlı kalmıştı.
Sayfa 36 - Pozitif
Mustafa Kemal'in çok onurlu olduğunu söyleyelim. Mahallesinde sokak oyunlarını seyreder, fakat katılmazdı. O zamanki arkadaşlarından birinin anlattığına göre bir gün komşu çocukları birdirbir oynuyorlarmış. Kendisini de çağırmışlar: Gel, sen de oyna, demişler. Mustafa: - Peki, demiş ve olduğu yerde ayakta durmuş. Ama eğil ki atlayalım, demişler. Mustafa başını sallayarak: - Ben eğilmem. Üstümden böyle atlayabilirseniz, atlayın, diye cevap vermiş.
Sayfa 24 - Pozitif
Atatürk'ün anlatımı...
Arkadaşları arasında güzel konuşan ve şiir yazan Ömer Naci vardı: "Bir gün benden okumak için kitap istedi. Verdiklerimden hiçbirini beğenmemesi pek gücüme gitti. Edebiyat diye bir şey olduğunu o zaman öğrendim. Şiire heves ettim. Eğer kitabet hocam alay emini Mehmet Asım Efendi imdadıma yetişmeseydi şair olup çıkacaktım. Asım Efendi bir gün beni çağırdı, 'Bak oğlum', dedi, 'şiiri, edebiyatı bırak, sen iyi bir asker olmalısın. Öteki hocaların da benimle aynı fikirde. Sen Naci'ye bakma, hayâlperest bir çocuk o, ilerde iyi bir şair ve hatip olabilir, fakat iyi asker olamaz,' dedi. Gerçekten de hocamın dediği çıktı. Ömer Naci çok istediği halde kurmay olamadı."
Sayfa 23 - Pozitif
Mustafa Kemal ana tarafından Yörük'tür. Ondaki Altaylı tipi bundan olsa gerek. ... Ali Rıza Efendi, gümrük muhafaza memuruydu. Zübeyde Hanım ile aralarında yirmi yaş fark vardı.
Sayfa 19 - Pozitif
Atatürk'ü ayıklayarak değil, bir tabiat parçası gibi, toplu ve tam ele almalıdır.
Sayfa 14 - Pozitif
Atatürk toplum hesaplaşmasında, içinde göründüğü bütün olayların üstünden bakar olur. Dikeni çalısı ayağınızı yalayarak indirdiğiniz bir dağ gibi, geri dönüp baktığınızda onun ancak yüceliği altında ezilirsiniz.
Sayfa 14 - Pozitif
1.394 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.