Kitabı okuyalı çok oldu ama yorumlamadan geçtiğimi fark edip geleyim dedim. Bu seriye taaa lisede başladım. 14 yaşımda, yaşım 24 oldu ben bittim seri bitmedi. Şikayetçi miyim? Bazı konularda. Ve seri ile ilgili tüm şikayetlerin başladığı nokta tam da bu kitapta: ARDEUR. NEDEN YA NEDEN? NE GEREK VARDI? Bu kitaptan sonra seriin ayarı öyle bir kaçıyor ki tutabilene aşk olsun. Grinin Elli Tonu serisinin tüm kitaplarını onla çarpacak üstüne tur bindirecek derecede cinsellikten bahsediyoruz, yoruyor. İnanın çok yoruyor. İlk beş kitap mis gibiydi, sonrası okurların beklentisine göre şekillendi ama bu kitapta bambaşka bir şeye evrildi... Seriye devam etmemin tek nedeni Anita’nın da her kitapla birlikte güçlenmesi ve aksiyonun, olayların her şeye rağmen eksilmemesi. Ah şu aşk konusu da dozunda olsaydı tadından yenmezdi... Neyse gelelim kitabın yorumuna: BİRAZ SPOİLER KAÇMIŞ OLABİLİR, buradan direkt SPOİLER BİTTİ YAZISINA GEÇEBİLİRSİNİZ. Bir başka türün lideri Narcissos’un zincirlenip tehlikeli biri tarafından ele geçirilmesi ve sonrasında şehirdeki tüm türlerin bu tehdit tarafından kaçırılması ile başlıyor her şey. Ya da şehre leopar adamların gelmesiyle mi desek? Çünkü olaylar birbirine bağlantılı. Anita’nın karşısında Yanmış Kurban’dan beri görüp görebileceğimiz en manyak, sadist ruh hastası var. Başta Anita’yı öldürmek istede de sonrasına onunla evlenmeyi kafaya koyan bir psikopat, şehirdeki her türe resmen boyun eğdiriyor. En önemli üyelerini kaçırıyor, işkencelerle sindiriyor ve bu bela Anita’nın çevresine de sıçrıyor. Kaçırılan şekil değiştirenlerin akrabaları, dostları Anita’dan yardım istiyor. Ama Anita ne yapsın? Karşısında kim olduğunu bilmediği bir manyak var. Aynı zamanda Richard’ın leoparların yol açtığı bir problem yüzünden deliye dönmesi, girdiği saçma sapan tripleri ile uğraşıp Ulric’in esir aldığı adamını kurtarmaya çalışırken diğer yandan bunlarla uğraşıyor. Richard ile Anita arasındaki gerilim öyle bir tavana fırlıyor ki, iş resmen kurtlar vs leoparlar durumuna geliyor. Richard Anita’ya “ufacık sürün bana ne yapabilir” diye böbürlenmeye kalksa da Anita’dan sürüyü işe karıştırmam silahla hepsini tararım bildirisini alınca bir miktar geriliyor. Bu gerilimin sebeplerinden biri de şehre gelen Nimiraj Micah. Anita’ya onun kendisinin Nimirası yani kraliçesi olduğunu söylüyor. Ardeur etkisiyle de Anita gelecekte oluşacak sevgililer ordusuna yeni bir taş ekliyor. (Bundan sonra diğer kitaplarda ipin ucunu bir daha toplayamıyor, uçanı kaçanı götürüyor.) SPOİLER BİTTİ. Daha fazla spoi vermemek için de yorumcu burada susuyor. :) Okumamın üstünden yıllar geçse de hala kitaptan bahsederken hala heyecanlanıyorum. Sabaha kadar konuşacak biri olsa bu muhabbet nası uzar. :) Uzun lafın kısası buraya kadar geldiyseniz bu kitabı ve sonrasındaki Karacamdan Kelebek’i de mutlaka okuyun. Ondan sonrasına da sonra karar verirsiniz.

Zincirlenmiş NarkissosLaurell K. Hamilton · Artemis Yayınları · 2010138 okunma

·

106 görüntüleme

Irish

@Irish ·

21 Temmuz 2020 00:57

Süper :)) akıllara zararım hepinizi tararım tam Anita esintisi :))

Loc’hlaith

@falka ·

21 Temmuz 2020 01:12

Ahahah aynen.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.