Değirmeni ilk okumaya başladığımda neden bu kitaba bu isim verilmiş diye çok düşündüm. Kitap bitince de aklıma ilk gelen halk arasında yaygın iki deyim oldu: "Bu değirmenin suyu nereden geliyor?" sorusu ve "Bir deliden akıllı cevap" ifadesi... Evet kitap ironik bir biçimde tam da bu iki ifade üzerine kurulu. Bir zelzele ile başlıyor her şey. Ya da bir baş dönmesi.. Ne farkeder ki? Neyin nasıl olduğu kimin umrunda?.. Onca vakit görev yapan bir kaymakam tarumar olmuş Sarıpınar'ın o halini görmezken bu zelzeleden sonra mı görecekti? Peki ya hevesi sadece makam ve mevkii ise? Merak etmeyin diyor yazarımız. Bu dünyada kötüler mutlaka kendine uyacak bir kılıf bulur. Siz kendi derdinize yanın asıl diyor. Deli Kazım diye bir karakterimiz var. Neden deli denildiği tartışılır. Bu Deli Kazım, bir akıllılık edip harabe olmuş Sarıpınar'ı yeniden güzelleştirirken harabe oluşundan bile bi'haber sözde kaymakama nişan ödülü veriliyor.
Reşat Nuri Güntekin'in yorumuyla şahane bir biçimde bezenmiş harika bir roman. Ve o kadar çok ders çıkarılması gereken noktalar var ki hatta dönemin şartları bile bu romanla yorumlanabilir. Kesinlikle tavsiyemdir. Pişman olmayacağınızı düşünüyorum. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim.