İlk başlarda sıkılarak okuduğum bu tatlı romanı sayfalar ilerledikçe elimden bırakamadan okudum. Benjamin Hazlit' e bayıldım.Sevdiği kadın olan Maggie' ye karşı tüm davranışları ölçülüydü, saygılıydı. Onu o kadar çok sevdi ve korudu ki Benjamin' e hayran olmamam imkansızdı.Bir erkek Benjamin gibi sevmeli işte.Bayıldım ona. Maggie 'yi de sevdim fakat fazla inatçıydı.Kendi hariç diğer insanların hepsini düşündü ve kendini yalnızlığa sürükledi. Ve hepsi de boşu boşunaydı bence.On sekiz yılı gitti öylesine. Evet akıllıydı hatta Benjamin'e akıl verecek kadar ki Benjamin bir dedektif hatırlatmak isterim. Yine de bu aklını Cecily' ye karşı kullanamasını tuhaf ve yetersiz buldum roman açısından.Bir de kimseden yardım istememesini ve Benjamin teklif ettiğinde reddetmesini çok saçma buldum.Ne gerek vardı Magdalene? Maggie' ye ve ketumluğuna ara ara sinirlensemde ikilinin diyaloglarını okumak eğlenceliydi.Bir de Archer vardı burada. Benjamin'in kuzeni kendisi. Ben ile onun diyalogları ve atışmaları ise daha da komikti.Favori çiftim:) Yazarın kalemini ve olayları anlatışını sevdim. Aşkı da bence iyi anlatmıştı, duyguları geçti bana ikilinin. Önerebileceğim bir kitap. Herkese iyi okumalar. Kitabın kapağının ise içerikle hiç ilgisi olmadığını söylemeliyim. Maggie'nin ateş kızılı saçları vardı ve öyle bakışlar atmadığına kalıbımı basarım.

Bir Leydinin SırlarıGrace Burrowes · Martı Yayınları · 201651 okunma

·

61 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.