Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Raşid Halifelerin devletleri zühd, takva, salah ve diyanet üzerine kurulmuş, hakkaniyet ve adalet ile desteklenmiş bir hükumet idi. Hulefa-i Raşidin salah ve takvadan dolayı çok basit bir hayat geçirmişlerdir. Onların döneminde hilafet makamı bir hükumet başkanlığından daha çok dini bir makamdı. Halifeler adi ve basit bezden elbise, liflerden yapılmış ayakkabı giyerlerdi. Taşıdıkları kılıçların askısı da liftendi. Sokaklarda halktan biri gibi gezerlerdi. En adi bir adam ile konuştukları zaman bile, ondan kendi sözlerinden daha sert, daha şiddetli sözler işitir ve buna sabrederlerdi. Raşid Halifeler kendilerinin özelliği olan bu tür tavır ve davranışları, lslam dininin kurallarından sayarlardı. Halk üzerindeki egemenlik ve saygınlıklarını, karakterlerini oluşturan salah, takva, adalet, ihsan ve yüce ahlak ve samimi yaşantılarıyla örnek olarak sağlıyorlardı. Hulefa-i Raşidin'in yiyecekleri de halkın en fakirlerinin yemeklerinden daha sadeydi. Onların bu konuda böyle mahrumcasına bir kanaat ile yetinmeleri yokluktan veya acizlikten ileri gelmiyordu. Bu dar ve sıkıntılı yaşamı kendi halklarından fakir olanlarla aynı sıkıntıları paylaşmak, böylece onların gönüllerini hoş tutarak memnun etmek için tercih ediyorlardı. Çoğunlukla kendi gelirlerinden ellerine her ne geçerse hepsini fakirlere verirlerdi. Örneğin Hz. Ali kendi şahsi mülklerinden aldığı gelirlerin çoğunu, her zaman fakir ve ihtiyacı olanlara dağıtırdı.
Sayfa 127Kitabı okudu
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.