Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

377 syf.
10/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Buğulu camı avuçlarınızla püskürttüğünüz esnada aşina olduğunuz beden, hiç tanımadığınız bir varlık silüetine bürünür. Emsalsiz bir koku bütün yabancılığıyla retinanızdan damarlarınıza kadar zerk olur. Bu kurşuni saçlar size ait değildir. Parmaklarınız istemsiz bir titreme nöbetine tutulur; bu aslında iç sesinizin yankılanan çığlığıdır. En masum duygularınızın yabanda esir hale geldiğini, kapana kısıldığını hissedersiniz. Kaçış ise imkansızdır. Kalpte başlayan sızının yarattığı alabora bedeni aritmiye sokar. Kontrol artık sizde değildir. Uzuvlarınız da içselliğinizle beraber bulantıya teslim olur. Bu mekanizmayı yönlendiren, şekle sokan ve bir silah haline getiren artık siz değilsinizdir. Bedeninizle bir yabancılaşma yaşarsınız. Tekrar, tekrar, tekrar. Bu bir son bulmalı, ayağa kalkmalı ve ben buradayım demek istersiniz. Nafile. Yabancılaştığınız bedeninizi en kalabalık sokaklara itiklersiniz. İnsanların arasında toplumsallığın aidiyetine doğru kürek çekersiniz. Varlığınızı teslim alan bulantıdan kurtarmak ve onu yok etmek için. Okyanusta kaybolmuşluk hissiyatı karaya vurmayı beklettirir, bundan medet umdurur. Sırf denizin ortasında yok olup gitmemek adına, orada tek başına gebermemek için, başkalaşmış diğer insanlarla karaya vurup ölmek, diğerinden daha tatlı gelir. Fakat, acımtırak bir şey farklılığını hemen gösterir. İkinci savaşım sizi vuran bir ok gibi ciğerinize saplanmıştır. Nefes alma kabiliyetiniz kaybolmuş, adeta görünmez bulantı şeffaflığını yitirmiş karşınızda duran kanlı canlı kordan bir nesneye dönüşmüştür. Ve artık konuşan bulantıdır.. İnsanlar heryerdedir, görürsünüz, koklarsınız, tecrübe edersiniz ama anlayamazsınız. Bedenler ortadadır fakat tanımlayamazsınız. Anlamlandıramazsınız.. Bulantı evrenselleşmiştir.. Üzerinize çöken bu yabancıya karşı verilen bütün savaşlar, dönüp dolaşıp sizi yiyip bitirmeye başladığına tanık olduğunuzda, bir balyoz yumruğu beyninize zonk eder, sizi acımasızca kemirir, bedeni kavurmaya başlar. Bulantının içinizde kusma hissi yaratan bir pislik olmadığını, Hiçbir nesneye ait yabancı bir düşman şekline girmediğini kavrarsınız. Soyutluklar süreklilik arzetmeye devam eder. Kulaklarınızı sağır eden bir ses her yeri kapladığı anda, gürültü şimşek gibi çakar. Artık her şey bitmiştir.. Bu bir savaş değil adeta teslimiyettir.. Bulantı gaipten bir düşman değil, varlığınızın acısıdır.. Varlığın tam olarak kendisidir. Bu varlık kendiliklerinize ait duyuların hakimiyet alanı oluşturmasına asla prim vermez. Otoriter ve baskıcıdır.. Uğraşlarınıza ise hiçbir ilaç deva olmaz.. Bundan sonra atacağınız her eylemsel çaba acıyı katlar.. Adeta sıfırda değer ararsınız.. Teniniz bile size ait kokmayı bırakmıştır.. İşte, Sartre'ın Bulantısı tam da bunu anlatmaktadır..
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Amaç Temel Yayınları · 198622,7bin okunma
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.