Efendim bilmem Muhammed hangi hanımının yanında bal yerken-bal şerbeti içerken, Ayşe-Hafsa bunu kıskanmışlar, bu yüzden Muhammed'e film çevirmişler veya bir gün Muhammed Hafsa'ya, bugün babanın (Ömer'in) evine gidebilirsin demiş, kadın da gitmiş. O gittikten sonra Muhammed de eşlerinden (cariye statüsündeki) Maryayı yanına alıp Hafsa'nın odasına gitmişler ve Hafsa'nın yatağında sevişmeye başlamışlar, tabii ki Hafsa da akıllı, Muhammed'in onu sebepsiz yere gönderdiğini anlamış. Dolayısıyla yarı yoldan dönüp geri gelmiş. Odasının kapısını açınca onları sevişirken yakalamış.
Bu manzara onun zoruna gitmiş; sonuçta Muhammed'e çok sert tepki göstermiş (Zira arkasında babası Ömer vardı, kadın ona karşı bunu yapabilirdi; sahipsiz değildi). Hafsa daha sonra bu olup bitenleri kuması Ayşe'ye anlatmış. Sonuçta ikisiyle Muhammed'in arası açılmış ve böylece iş kontrolden çıkınca da Tanrı bu ayetlerle müdahalede bulunmuş gibi bir hikâye, hatta masal anlatılıyor.
Hele çoğu Kur'an yorumcusu/tefsir sahibi ve bu konuyu kaleme alan İslam düşünürleri bu hikâyeleri anlatırken, o kadar zevkle ve sanki gayet normal bir şeymiş gibi anlatmışlar ki, insan hayretler içinde kalıyor. Evet, anlatılanlar bu gibi hikâyelerdir.
Ben burada küçük bir soru sorup, konuya devam edeceğim: Hani derler ki, Muhammed geçmişi, geleceği, her şeyi biliyormuş. Madem öyle, peki Hafsa'nın geri döneceğini neden bilememiş! Nerede kaldı onun peygamberliği (din mantığına göre!)? Bir de kadına böyle oyun kurması, tabir caizse hileli yolla onu göndermesi kendisine yakışır mı?
Şu olmuş olabilir ve gayet doğaldır da: Muhammed 60 yaşlarında, o kadınların dedesi durumundaydı ve ayrıca onun birçok kadını daha vardı, tabii ki haklı olarak bu konuda sıkıntılar yaşanmıştır. Ama çok büyük bir Tanrı diye nitelendirdiği yaratıcısını getirip bir aile barışı-ilişkisi konusunda kullanması, bakın ha Muhammed'i rahatsız ederseniz sizin iflahınızı keserim gibi ifadeleri ona mal etmesi, çok sığ bir yakıştırma: Ayetlerde oluşturulan bu hoş olmayan kompozisyon Tanrı'ya mal edilemez!