Erdoğan Aydın'ın İslam'ın ortaya çıkışına ilişkin yorumu ise, dini tamamen sosyo-ekonomik bir olgu olarak değerlendiren Marksist görüş çerçevesinde bir yaklaşımdır. Kaldı ki, bu yoruma kaynaklık eden, "İslam'ın, Ortadoğu'da egemen üretim ilişkilerine muhalif olmadığı, kölelik dahil sömürü ilişkilerini kutsadığı" şeklindeki iddiası da gerçeği yansıtmaktan çok, Marksist tarih anlayışının bir handikapını örneklemektedir. Şöyle ki, Marksistler İslam tarihiyle ilgili olayları kendi bağlamında anlayıp değerlendirmek yerine, olup biteni Hristiyanlığın tarihi tecrübesinden hareketle ve Marksist teoride dine biçtikleri şablona göre genelleyerek subjektif olarak değerlendirmişlerdir. Şu kadarını belirtelim ki, gerek tarihi kaynaklara gerekse Kur'an'a bakıldığında Mekkelilerin, diğer dini inançlara müsamahalı tavırlarına karşın, İslam'a yönelik sertliklerinin asıl sebebinini, İslam'ın egemen üretim ilişkilerini, egemen azınlığın çıkarlarını tehdit edeceğini fark etmeleri olduğu görülür. Güç ve iktidar sahiplerinin bu tepkilerine karşın, İslam'ı öncelikle yoksul, mazlum ve kölelerin sahiplenmesi de bunun göstergesidir.