Beyefendi "bakire ve eşlerine sadık kıldık" diyor. Yiyilip tazelenen elma gibi kadının sürekli bakireliğinden söz ediliyor. Yoksa bir insanın aynı zamanda hem evli hem bekâr olması mantıken mümkün değildir. Eşleri varsa bekâr olmuyor hani o yüzden diyorum.
İkinci olarak sanırım kadın doğası hakkında, daha doğrusu insan doğası hakkında pek bir bilginiz yok. Nasıl ki erkek biyolojik olarak bir eşe gereksinim duyarsa, kadın da aynı şekilde hatta daha da fazla ihtiyaç duyar.
20li yaşlarda kadını ömür boyu yalnızlığa mahkûm etmek dışında birçok yol bulunabilirdi. Örneğin: "Peygamber eşlerinin Peygamber'in vefatından sonra seçtiği eşler devlet yönetiminde söz sahibi olamazlar. " Ya da "Peygamber eşleri, Peygamber öldükten sonra hür ve özgürdür. Devlet yönetiminde söz sahibi olmadıkları gibi evlendikleri kişiler de bu yolla statü sahibi olamazlar.."
Bunun üzerinde düşünen aklı başında bir insan zibilyon tane çözüm üretir. Ama tek yol ne; "Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz Peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur.
Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır." (Ahzap 53)
Burda devlet yönetimi ile ilgili çıkarımda bulunanın aklî dengesinde problem vardır. Muhammed'in namusunun mevzubahis olduğu aşikardır. Peygamber eşlerine kutsiyet atfedilerek kısıtlama var, başka da bir şey yok.