Asyanin kandilleri kitabını okuyup, belgeseli ile de görsel bir yolculuk yapabilirsiniz
Kitap alimlerin hayatlarında ne büyük fedakarlıkları gösterirken ayrıca her devirde başarılı olmak isteyenlerin her defasında sözle ya da kıskançlıkla ne kadar çok önünde engeller olduğunun gösteriyor. İyilik yap denize at. Balık bilmezse Halık bilir ; sözünü bana ilim oku , yaşa ve yaşat insanlar bilmezse Rab bilir ve er geç ortaya çıkarır sözünü çınlattı kulaklarımda...
Kimler yok ki eserde HAREZMÎ, İMAM BUHARİ, FARABİ, BİRÛNI...
Şehirler var Semerkant, Horasan , Afganistan...
Kitabın son bölümü ise Evvel zaman içinde, "yitik zaman peşinde..." tarihe yolculuk kimler geldi kimler geçti gök kubbe altından sözünü sayfa sayfa hissetirmiş.
Özbeklere göre evrendeki iki büyük yoldan biri olan İpek Yolu üzerinde sekizinci yüzyıldan başlayarak görkemli kentler yükseliyor birbiri ardına..
Kütüphaneler, medreseler, rasathaneler, şifahaneler ve ulu mabedler..
Sultanlar ve varlıklı insanlar kitap toplamak için uzun yolculuklara çıkıyorlar.
Fethedilen ülkelerden cizye yerine kitap istiyor halifeler.
Çarşılarda dini-felsefi- bilimsel tartışmalar yapılıyor.
Bağdat ve Şam’ın görkemli rasathanelerinde ise astronomi çalışmaları...
Öyle bir meşaledir ki yanmaya başlayan, her meraklı zihin bu ateşten kendine düşen payı alır.
Ve her büyük deha, bu ateşe kendi "kor"unu bırakır.
Asya’nın Kandilleri, hem uygarlık ateşine kendi ‘kor’unu bırakan büyük üstadların hikâyesini anlatıyor, hem de bizim hikâyemizi.