Edebi zenginliği inanılmaz güzeldi. Hem oyun hem, kısa roman, hem uzun öykü hem deneme...
Kitaba başlamadan önce daha kasvetli bir etki beklediğim için belki, ama başından itibaren güldürdü ve sürükledi. Popülariteyle kirlenmemiş güzel bir eser dedim direk.
Olay ana karakterimiz Somurtkanın hayatı, çoğunlukla karşı cins ilişkileri üzerine hazırlanmış. Ama bu sadece ana çizgisi, çünkü çok daha dallı budaklı bir arka planı var. Vergilius, Byron, Shelley, Wollstonecraft, Rabelais, Shakespeare,...ve daha bir çok alanının iz bırakan yazar ve şairlerine atıflarda bulunarak hazırlanmış güzel bir hicivde okuyorsunuz aynı zamanda.
Zamansız ve her zamandan kırıntılar taşıyan bir eser, keyifle okudum...
Not: Favori karakterim Bay Pekfena(1984’ün unutulmaz cümlesi « Biraderin gözü üstünde » gibi) sürekli « iblis öfkesiyle üzerimize indi » diyerek gülme sebebim oldu.