**dikkat spoiler**
“İdeolojik bir ikiyüzlülükle bilimsel ütopyaların hayaletlerini izleyerek hayatı katlediyoruz. Doğa her yerde zehirlenmekte, toplum insansızlaştırılmakta,özel yaşam istilaya uğramakta ve bireysel uğraşların önüne geçilmektedir. Bu çağda birileri bizim yerimize her şeyi yapmayı sürdürüyor. Çünkü özgürlük, paketlenmiş mallar arasında dilediğini seçebilmeye indirgenmiştir.
Önce kısıtlandığımız sonra da haklarımızın geri verildiği bir zamandayız. Yaban insan için doğa ne kadar gizemliyse çağdaş tüketici için insan yapımı çevre de o kadar gizemli, anlaşılmaz bir hale gelmiştir.
Siz, yeteneklerinizin farkına varabiliyor musunuz ? Aman kim uğraşacak şimdi, hem kimin umrunda ki; modern şehirde hayatta kalmak bile son derece maliyetli bir iştir, değil mi?
Şu anda insanoğlu kendisinin tehlikede olduğu gerçeğiyle yüz yüzedir. Memnuniyet yaratmaktan ziyade hızlı bir şekilde ihtiyaçlar yaratmaktadırlar, paranın uşakları. Kurumsal amaçlar devamlı surette kurumsal ürünlerle tezat teşkil etmektedir. Yoksulluk programı, daha çok fakir yaratmakta; teknik yardım az gelişmişlik oranlarını arttırmaktadır. Okullar daha çok okuldan atılmalara yol açmakta ve bir nüfustaki bir çeşit önlem nüfusta artışa yol açmaktadır.
Belki de bu satırlardan atmosfere yayılan umutsuzluk da ters teper, kimbilir...
Moderni tatlandıran şey, modasının hızla geçmekte oluşudur belki de!
Ürünlerden çok insanları sevenlere de güneş doğar mı bilmiyorum.”
Kitaptan yaptığım son alıntılarla doldurdum yukarıdaki tırnağın içini. Biraz karamsar oldu, kitap daha iyimser vurgularla son buluyor aslında. İnsanın kendi gerçeğine ulaşabilmesi adına bir yolculuk olan eğitimin önündeki engellere rağmen başarılabilirliği üzerine tavsiyeler de var.
Yazar bir din adamı ve Amerikan eğitim sisteminin bir eleştirisini kaleme almış, yetmişli yıllar. Günümüzde her şey daha karmaşık ve daha hızlı gibi görünse de durup bir nefes molası almak herkese iyi gelebilir.
Kitapla kalın...
Okulsuz Toplum
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.