Vaziyetin çirkinliğini bir türlü hazmedemeyen Hilmi, kendi kendine söylüyor gibi, " Nâmus, nâmus..." diye başladı. Fakat Şevki'nin eli bir kaplan çevikliği ile ağzını kapamış ve dişlerinin arasından âdeta Hilmi'ye söver gibi, "Büyük maksatlar mevzu-ı bahs olurken ferdin nâmusu kuru bir gururdur," diyordu.