Bir askere adres bilgisi vermesiyle başlayan kitap monoton bir şekilde devam ediyor. Bu monotonluk okurken o kadar içinize işliyor ki kendinizi duygusuz bir robot gibi hissediyorsunuz.
Yazar haleti ruhiyesiyle döneminin sıkıntısını öyle gözler önüne seriyor ki ,kitap ilk basıma gireceğinde kapakta yazan sunuş şöyle ; “ Şayet elinizdeki bu roman hoşunuza gitmediyse, bu bizim suçumuz değil. Bu ,içinde yaşadığımız ve geçen onca yıldır geleneksel ,basit ,yüzeysel çalışmaların egemen olduğu kültürel ve sanatsal ortamın suçudur. “ Bu cümleleri okuduktan sonra o duygusuzluk size dokunmuyor. Çünkü o ülkede o dönemde biz yaşasaydık , bizimde böyle hissetmeyeceğimizin bir garantisi olmayacaktı.