Daha önce David Eagleman’ın Beyin adlı kitabını da okuduğum ve beğendiğim için bu kitabı okumaya başlamıştım. Beyin kitabında anlatım şekli çok daha bilimseldi ve yapılmış deney ve çalışmalardan örnekler içermesi konuyu kavratıyordu.
Bu kitapta ise yazar sanat ve teknolojik gelişmeler üzerinden konuyu anlatmaya çalışmış. Her ne kadar kitaba başladığımda yapılan karşılaştırmalar ve verilen örnekler ilgimi çekse de maalesef kitaba olan ilgimi gitgide kaybettim.
“Yaratıcı Tür, Picasso’dan konsept arabalara, şemsiyelerden Ay’a seyahate, eğitim sistemimizden ketçap şişelerine kadar uzanıp yaratıcı zihni mercek altına alan etkileyici bir yolculuk.”
İnsan beyninin “yeni”yi üretme çabası ve kullandığı algoritmalar büyük çoğunlukla bir sanat eseri ve bilimsel/teknolojik gelişmeler üzerinden aktarılmış. Fakat bu örneklerin sayısı ve uzunluğu o kadar fazlaydı ki çoğu zaman konudan koptum; beyinden ziyade o sanat eserinin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili bilgilendim diyebilirim.
Sonuç olarak dönüp baktığımda örneklerin çoğu hafızamdan silindi bile. Ama kitabın asıl konusu olan insan beyninin yeniyi üretmesi hakkında bilimsel anlamda derin bir şekilde bilgilendiğimi söyleyemeyeceğim.