Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

123 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Zaman Karmaşadan Geçmiş Sözcüklerden İbaret
Burhan Sönmez Nermin Mollaoğlu sebebiyle hayli merak ettiğim bir yazardı. Elbette okuyunca neden bu kadar sevdiğini de anlamış oldum. Kitaptan önce yazarın kendine has kalemine değinmek gerek belki. Elbette özgün olanın dahi sınıflandırılabileceği bir algıya kapılabiliyoruz zaman zaman. Fakat Burhan Sönmez’in kalemi gerçekten ona ait bir akışa sahipti. Yalınlıktan güç alan kelamları ekstra seviyorum. Labirent’i biraz irdelemek gerekirse kitap sonuçlardan ve cevaplardan çok soruları kapsıyor. Okuruna ve ana kahramanı Boratin’e birçok soru yöneltiliyor. Zamana, hayata, ölüme, bedene, geçmişe hatta geçmişsizliğe, geleceğe, kelimelere ve daha birçok şeye. Kitap kendi beklentilerini içinde yaratıyor. Merak unsurunu size sunmakla birlikte onu el değiştirip kimi zaman ben merkezli bir sunuma dönüştürüyor bazen de aynanın ardındaki o kişi üzerinden aktarılıyor. Boratin’in düştüğü benlik yolculuğunda ona eşlik ederken birçok kavramla yüzleşiyoruz. Sıfırlanmış bir geçmişin insanda bırakacağı etkinin nasıl olabileceğini düşünmek zor. Nitekim Boratin’de beni en çok etkileyen geçmişindeki tanıdıklarına karşı işlemiş olabileceği kötülüklerden korkmasıydı. En büyük endişelerinden biriydi bu. Onu tanıyan gözlerden kaçınmasını gerektirecek kadar kaygılıydı temelde. Arada bir yere bağlanmaktan uzak temaslar olsa da kurgu için neyin önemli olduğunu düşünerek ilerlediğimizde Boratin’in sorgulayışının kabullere dönüştüğü anı düşünebiliriz. Boğaz Köprüsü’nde yeniden sıkışan trafikle hatırlama eyleminin gelip gelmeyeceğini düşünürken buluyordunuz kendinizi. Ardından asıl olanın hatırlamaktan çok geçmişini bırakarak bugününde bir sıcaklık arayışına tutunması oluveriyordu. En sevdiğim kısımlardan biri de geçmişte yaşanan olayları tarihin neresine konduracağını bilemeden hatırlayışıydı. Kendini sultan sananlar, Haydarpaşa’nın tahribatı, Meryem Ana ve İsa’nın başına gelenler ve daha nicesi zamansız bir savruluşla zihninde sürüklenmekteydi. Geçmişi bir düğüm olarak değerlendirmenin yanı sıra Boratin’in intihar edemeyecek güzellikte veya başarıya sahip olduğu algısı da kurgunun arka planında verilenlerdendi. Ardında bir not dahi bırakmadan neden bu eyleme giriştiğini geçmişteki Boratin’le bağdaştıramayan dostları Bek, Hayala ona yardım etmek istemekteydi. Kendi şarkılarına, sesine yabancılaşması veya hatalar bulması da o adamı sorgulamasına sebep oluyordu. İçindeki yardım etme açlığı geçmişinden bugüne taşırdığı bir özellik gibiydi. Bununla birlikte ablasıyla olan iletişimine de bakmak gerek belki de. Neden üç yıldır görüşmemişlerdi? Bu soruya da bir cevap bulamıyorduk. Yeni kimliği bunu düşünmek yerine ona doktorlardan daha iyi gelen ablasını görme ihtiyacıyla dolmuştu. Son olarak şarkılarını bir not gibi değerlendirme ihtimalini dışlamamak gerek. Ek olarak labirentin dışında gerçek hayatla bağlantısı olan kişilerin sahici isimlere sahip olduğunu düşünmek yanlış mıdır? Kendimize cevabı bilinmeyen bir soru daha bırakmış olalım.
Labirent
LabirentBurhan Sönmez · İletişim Yayınevi · 2018673 okunma
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.