Evvelbaharda çiğdem çiğdem çiçecik toplardık, yârdan yaralıydık, kırmızıya kanadıkça kanardık, yâr deyince kalem elden düşerdi, yârdan tatlı var mı ola derdik. Onun için ölürdük öldürürdük. Yiğit olan namusu için yaşardı. Donuzlar gibi değildik, ölesiye kıskanırdık onu. Sakladıkça saklardık. Onun adını eller asla soramazdı. Nüfus sayımında anamızın avradımızın bacımızın adlarını nüfus memuru soramazdı, sonra alimallah vururduk.