2073 Türkiyesi’ni anlatan “Gökdelen” yargının özelleştirildiği bir dönemi konu alır. O günlerde yargı organı elde kalan tek kamu kurumuyken; ülkenin dağı, taşı, maden ocakları, ormanları, denizleri, havaalanları, yolları, köprüleri, üniversiteleri, müzeleri, limanları, fabrikaları, hastaneleri ve hatta çöpleri bile özelleştirilmiştir. Yargının özelleştirilmesi fikrini ortaya atansa bir avukat. Türkiye'nin en ünlü, en iyi avukatı olarak bilinen Can Tezcan, İstanbul’u ikinci bir New York’a dönüştürmek isteyen müvekkili Temel Diker’in yasal sorunlarını çözmek için bu fikri öne sürer. Bunu yaparken düzenin tutarlılığından dem vurur. "Öyleyse, her şey özel kurumların elindeyse, yargı neden özelleştirilmesin ki? Evet, neden özelleştirilmesin? Yargının nesi eksik? Yüksek sesle soracağım bu soruyu. Baş gerekçem de düzenin tutarlılığı olacak!” Can Tezcan’ın bu fikri ortaya atmasının özel bir nedeni daha var: Bir kez bile yalan söylememiş, kopya çekmemiş, kopya vermemiş, tek bir gösteriye katılmamış, hiç kimseye karşı suç işlememiş, dolayısıyla tek suçu suçsuzluk olan yakın arkadaşı Varol Korkmaz’ı bağımsız yargının pençesinden kurtarma istediği. 2006 yılında yazılmış bu kitabın dünya standartlarında bir distopik kurgu olduğunu söyleyemeyeceğim ama günümüzde her adımda dikilen apartmanlar, şehirleri sarmalayan uydu kentler, daracık güvenlikli siteler etrafında standardize edilen gündelik yaşamlar, bu yaşantıların alışveriş merkezlerinde deneyimledikleri ortak pratikler, kapitalizmin girdabındaki emlak sektörü ve yanlış kentleşme peşindeki yeni tip şehirleşmenin gayrı nizami kısırdöngüsünü düşünürsek, yarını şöyle bir sorgulamak sizlere de bana geldiği kadar ilginç gelecektir diye düşünüyorum. Kitaplarla kalın.

GökdelenTahsin Yücel · Can Yayınları · 2018982 okunma

·

28 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.