Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Darwinizmin savunduğu Özgürlük sınırsızdır ve her şey kendine maliktir anlayışını kuantum dinamiği ve genetik bilimince çürütülmüştür. En akıllı varlık olan insan kalp ritmine ve tansiyonunu bile hükmedememektedir. Bunun için malikiyet iddiası maalesef çok gülünç kalmaktadır. Genetik ilmine göre, türler arasında sadece bazı özelliklerin transferi yapılabilmektedir. Bugün genleri birbirine ekleyerek bir canlı oluşturulamamaktadır. Fakat bu uzun gelecekte oluşturulamayacağı anlamına da gelmemektedir. Atla eşek çifîleştiğinde katır olur ama bu türden çoğalma olmaz. Kedi ve köpek arasında geçiş olmaz. Köpekteki bir geni alarak kedide köpek tüyü teşkil edilebilir yahut genlerle oynayarak ancak domatese patlıcan tadı verilebilir. Genlerle oynayarak domatesten patlıcan üretmek bugün teorik olarak mümkün gözükmemektedir. Eğer mümkün olsa bile, bunun tesadüfen olması akıl dışıdır ve matematiğin olasılık hesaplarına göre imkânsızdır. Bugün genlerle oynayarak türler değiştirilemez ama çerçeve değiştirilebilir, Belli genetik sınırlar vardır ve bu sınırların dışına çıkılamaz. Yani kadın erkek, erkek kadın olamaz. Ama ”Her şey kendine maliktir” denildiğinde genetik sınırlamaların olmaması gerekir. Eğer herşey kendine malikse ”Kendi kendine” doğal ayıklanma ile kadın erkek, erkek de kadın olabilirdi. Böyle bir durum doğada hiç gerçekleşmediğine göre biyolojinin, genetiğin sınırları var demektir. Bu da varlıkların kendilerine maIikiyetini kırar. Eğer insanlardaki arzu, genleri değiştirseydi, insanlıkta kadın cinsiyeti kalmazdı.Bugün özellikle Çin'de ultrasonla cinsiyetin anlaşılması üzerine kız çocukları kürtajla alındığı için nüfus dengesinin erkek lehine dönmeye başladığı rapor edilmektedir.Hatta ”Doğal olmayan seleksiyon” isimli bir kitap da bu konuyu işlemiştir.
Nevzat TarhanKitabı okudu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.